Atheism, the opposite of theism, refuses belief in God and struggles against it. It’s possible to track the history of absolute atheism back to the first humans. Since it originated in the West, atheism in its early days focused on western beliefs and directed various criticisms at them. Therefore, Christianity faced atheists’ criticism before Islam. In the West, with the industrial revolution, Renaissance, Reformation and Enlightenment movements, the idea of taking the human mind as the basis in all matters began to take hold. This new situation also affected people’s beliefs. Using this situation to its advantage, atheism, after reaching the peak of its power, then losing its influence and becaming regionally influential, began to enter many Islamic countries, including Turkey. A significant part of criticisms and claims of atheism against Islam in Turkey is about the life of Hz. Muḥammed mad and the remaining periods of Islamic history. They easily express their criticisms and claims through many websites, social media accounts and various publications. As a result, various claims of atheists about the life of Hz. Muḥammed and the Islamic history have reached a significant volume. The fact that there has been no independent study in Turkish in the field of Islamic history regarding these claims until now has led to the conduct of this research. In this research, considering the volume of the study, only claims about the Prophet’s life in Medina were discussed. Considering the limitations of the study, these claims were determined from the work titled “Din Bu-2 Hz. Muhammed” by Turan Dursun, one of the important figures of atheists in Turkey and whose works are frequently cited by atheists. The fact that Dursun devoted this work only to the life of the Prophet Muḥammed, as a result of which many important claims were made about the sîra and the recognition of the work were effective in its preference in research. In the work, the claims about Medina period were classified according to their subjects, examined in terms of sîra science, and various evaluations were made about them. Generally, Dursun's effort to refer to early Islamic literature while grounding the claims in his work draws attention. In addition, it seems that his claims are shaped around the Prophet's private life and some of the wars of his time. The first of the two statements that stand out in his claims is that the Prophet was fond of lust. He expresses this especially when discussing Hz. Muḥammed's marriages with ʿĀʾisha, Juwayriya bint Hāris and Zaynab bint Jahsh. His second statement is the claim that Hz. Muḥammed was unfair in many execution sentences and that he was prone to violence. The execution of the Uraynes, Kaʿb b. Ashraf and Kināna are among the subjects he deals with in this way. Based on the issues examined, it is understood that Dursun makes his claims based on some details related to the events, not on the whole of the events. It is observed that while doing this, he often takes the details in question out of their context and attributes different meanings to them, as in the execution of the Uraynas, and sometimes resorts to imaginary fictions, such as the claim that there may have been a high level of closeness between ʿĀʾisha and Ṣafwān b. Mu‘attal before the Ifk incident. He made serious claims about some issues without doing thorough research, such as the claim that Juwayriya bint Hāris was 13 years old when she married the Prophet. It is also noteworthy that although he knew the reasons for the execution carried out in the Banū Qurayẓa Campaign, he ignored them and tried to divert the issue. In general, it has been concluded that there are serious scientific deficiencies in Dursun’s grounding of his claims and that he does not respect the religious values of the society while expressing his claims.
Teizmin zıttı olan ateizm, tanrı inancını reddetmekte ve ona karşı mücadele etmektedir. Mutlak anlamda ateizmin tarihini ilk insanlara kadar götürmek mümkündür. Köken olarak Batı’da ortaya çıktığından dolayı ateizm ilk zamanları Batı’daki inançlara yoğunlaşmış, onlara çeşitli eleştiriler yöneltmiştir. Dolayısıyla Hıristiyanlık ateistlerin eleştirileriyle İslâm’dan daha önce karşılaşmıştır. Batı’da Sanayi Devrimi, Rönesans, Reform ve Aydınlanma hareketleriyle insan aklını her konuda esas alma düşüncesi yerleşmeye başlamış; bu yeni durum insanların inançlarını da etkilemiştir. Bu durumu lehine kullanan ateizm, gücünün zirvesine ulaştıktan sonra etkisinin azalıp bölgesel olarak etkili olmaya başladığı zaman, Türkiye dâhil birçok İslâm ülkesine girmeye başlamıştır. Türkiye’de ateistlerin İslâm dinine yönelik yaptıkları eleştiriler ve öne sürdükleri iddiaların önemli bir kısmı, Hz. Muhammed’in hayatı ve İslâm tarihinin diğer aşamaları ile alakalıdır. Ateistler birçok internet sitesi, sosyal medya hesapları ve çeşitli yayınlar aracılığıyla söz konusu eleştiri ve iddialarını rahatlıkla ifade etmektedirler. Neticede Hz. Peygamber’in hayatı ve İslâm tarihinin diğer dönemleriyle alakalı ateistlerin çeşitli iddiaları önemli bir hacme ulaşmıştır. Şimdiye kadar bu iddialara dair İslâm tarihi alanında müstakil Türkçe herhangi bir çalışmanın olmaması, bu araştırmanın yapılmasına vesile olmuştur. Bu araştırmada çalışmanın hacmi dikkate alınarak sadece Hz. Peygamber’in hayatının Medine dönemi hakkındaki iddialar ele alınmıştır. Bu iddialar da çalışmanın sınırlılığı göz önünde bulundurularak Türkiye’deki ateistlerin önemli simalarından ve eserlerine ateistler tarafından sıkça atıf yapılan Turan Dursun’un Din Bu-2 Hz. Muhammed adlı eserinden tespit edilmiştir. Dursun’un bu eserini sadece Hz. Muhammed’in hayatına hasretmesi, bunun sonucunda siyerle alakalı çok sayıda önemli iddianın ileri sürülmesi ve eserin tanınırlığı araştırmada tercih edilmesinde etkili olmuştur. Eserde Medine dönemi ile ilgili belirlenen iddialar konularına göre sınıflandırılarak siyer ilmi açısından incelenmiş ve haklarında çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır. Genellikle Dursun’un, eserindeki iddiaları temellendirirken ilk dönem İslâmî literatüre müracaat etme çabası dikkat çekmektedir. Bunun yanında iddialarının Hz. Peygamber’in özel hayatı ve dönemindeki bazı savaşları etrafında şekillendiği görülmektedir. İddialarında öne çıkan iki söyleminden birincisi, Hz. Peygamber’in şehvetine düşkün olduğudur. Bunu özellikle Hz. Muhammed’in Hz. Âişe, Cüveyriye bint Hâris ve Zeyneb bint Cahş ile evliliklerini ele alırken dile getirmektedir. İkinci söylemi ise Hz. Muhammed’in birçok idam kararında haksızlık yaptığı ve şiddete meyilli olduğu iddiasıdır. Ureyneliler, Ka‘b b. Eşref ve Kinâne b. Rebî‘in idamı bu şekilde işlediği konulardandır. İncelenen konulardan hareketle Dursun’un iddialarını, olayların bütününden hareketle değil, olaylarla alakalı bazı detaylar üzerinden ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Bunu yaparken Ureyneliler’in idamında olduğu gibi çoğu zaman söz konusu detayları bağlamından koparıp onlara farklı anlamlar yüklediği ve bazen Hz. Âişe ile Safvân b. Muattal’ın İfk olayından önce aralarında ileri derecede bir yakınlık bulunabileceği iddiasında olduğu gibi hayalî kurgulara başvurduğu müşahede edilmektedir. Cüveyriye bint Hâris’in 13 yaşında Hz. Peygamber’le evlendiği iddiasında olduğu gibi bazı konularda etraflıca bir araştırma yapmadan ciddi iddialarda bulunmuştur. Benî Kurayza Gazvesi’nde uygulanan idamın sebeplerini bilmesine rağmen bunları görmezden gelip konuyu saptırmaya çalışması da dikkat çekmektedir. Genel olarak Dursun’un iddialarını temellendirmesinde ilmî açıdan ciddi anlamda eksikliklerin olduğu ve iddialarını dile getirirken toplumun dinî değerlerine saygı göstermediği kanaatine varılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of Islam, Islamic Studies (Other) |
Journal Section | MAKALELER |
Authors | |
Publication Date | December 26, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
İlahiyat Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.