This study examines claims that certain Qur'ānic verses support the belief in reincarnation and evaluates these assertions within the theological and contextual framework of the Qur'ān. Reincarnation, defined as the soul's return to the world in a new body, fundamentally contradicts the Islamic understanding of the afterlife. Through linguistic and exegetical analysis, the study refutes these claims, focusing on verses such as al-Baqarah 2:28 and al-Muʾmin 40:11, which mention "two deaths" and "two lives." Proponents interpret these phrases as evidence for reincarnation, but they more accurately describe the human cycle of creation, death, resurrection, and the afterlife. Other verses, like al-Inshiqāq 84:19, which speaks of a "transition from stage to stage," and al-Rūm 30:40, emphasizing Allāh’s omnipotence, are also misinterpreted. These references highlight stages of human existence and Allāh’s control over life and resurrection, not repeated earthly lives. The Qur'ān consistently portrays human life as a singular opportunity that culminates in eternal accountability. This principle is clearly stated in al-Muʾminūn 23:99-100, which affirms that once a person dies, they cannot return to this world, reinforcing the finality of earthly life and the progression to the afterlife. The study critiques the interpretations offered by reincarnation proponents, arguing that their readings are often decontextualized and forced. These misinterpretations undermine the theological coherence of the Qur'ān, which emphasizes the singularity of human life and the definitive nature of the afterlife. For example, the "two deaths and two lives" mentioned in al-Muʾmin 40:11 and al-Inshiqāq 84:19 are better understood as references to the eschatological stages of existence, not as evidence for reincarnation. While reincarnation is present in various cultural and religious traditions, such as Hinduism and Jewish Kabbalah, it is incompatible with Islamic theology. Islam asserts that humans are created once and are held accountable for their actions in a single lifetime. The Qur'ān highlights Allāh’s justice and omnipotence, emphasizing resurrection as an event that occurs exclusively in the hereafter. This research underscores the consistency and clarity of the Qur'ān’s message, which leaves no room for reincarnation within Islamic doctrine. Arguments supporting reincarnation rely on misreadings that contradict the theological structure of the Qur'ān. The verse al-Muʾminūn 23:99-100 explicitly states that once a person dies, their opportunity to return to earthly life ceases, affirming the finality of human existence and resurrection. In conclusion, this study demonstrates that the linguistic and contextual interpretations of the Qur'ānic verses do not support the concept of reincarnation. The Qur'ān presents human life as a single, unrepeatable journey that ends with resurrection and divine accountability. This clarity in the Qur'ān's teachings reinforces the incompatibility of reincarnation with Islamic theology, affirming the definitive and coherent nature of its message.
Bu çalışma, Kur’an’da yer alan bazı ayetlerin tenasüh (reenkarnasyon) inancını desteklediği yönünün savunulması ve bu iddiaların Kur’an’ın teolojik ve bağlamsal bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesini konu almaktadır. Tenasüh, ruhun bir bedenden ayrılarak farklı bedenlerde tekrar dünyaya gelmesi olarak tanımlanır ve İslam’ın ahiret inancı ile uyumlu bir anlayış değildir. Bu makale, tenasüh yanlılarının sıklıkla başvurduğu ayetleri dilbilimsel ve tefsir yöntemleriyle inceleyerek bu iddiaların geçersizliğini göstermeyi amaçlamaktadır. Özellikle Bakara 2/28 ve Mü’min 40/11 gibi ayetler, çalışmanın merkezinde yer almakta ve bu ayetlerde ifade edilen “iki ölüm” ve “iki diriliş” kavramlarının, tekrardoğuş olarak yorumlanamayacağı vurgulanmaktadır. Bu ifadeler, insanın yaratılışından itibaren yaşadığı varoluş döngüsünü ve ahiret inancının bir parçasını oluşturur. Tenasüh yanlılarının sıkça referans gösterdiği Mü’min 40/11 ve İnşikak 84/19 ayetleri ise, insanın ahirette karşılaşacaklarına işaret etmekte olup, dünyada tekrar bedenlenmeye dair bir anlam taşımamaktadır. Kur’an’da yer alan diğer ayetler de ayrıntılı olarak ele alınmış ve her birinin tekrardoğuş inancını desteklemediği ortaya konmuştur. Rum 30/40 ve Yunus 10/4 gibi ayetlerde, yaratılış ve yeniden yaratılış Allah’ın kudretine delil olarak zikredilmekte, ancak bu ifadelerin tenasühü desteklediği düşünülemez. Kur’an, insanın dünyaya bir kez geldiğini, ölümün ötesinde ise ahiret dönemine geçiş yapıldığını açık bir biçimde ifade eder. Bu durum, özellikle Mü’minûn 23/99-100 ayetlerinde vurgulanmakta; ölen bir kişinin dünya hayatına geri dönme talebinin reddedileceği açıklanır. Ayette geçen ifadeler, yalnızca ahiret sürecine işaret etmekte ve insanın dünya hayatını tamamladıktan sonra kıyamet günü hesaba çekileceği mesajını taşımaktadır. Makale, ayrıca tenasüh yanlılarının ayetlere getirdiği yorumların bağlamdan kopuk ve zorlama olduğunu vurgular. Bu yorumların, Kur’an’ın teolojik bütünlüğünü ihlal ettiği belirtilmiş ve tekrar doğuş inancının Kur’an’dan dayanak bulamayacağı ortaya konmuştur. Bunun yerine, Kur’an’ın insan hayatını tek bir süreç olarak tanımladığı, ölümden sonra sadece ahiret dirilişinin gerçekleşeceği ve bireylerin bu dünyadaki amellerine göre nihai bir hesap vereceği vurgulanmaktadır. Mü’min 40/11 ve İnşikak 84/19 ayetlerinde yer alan “tabakadan tabakaya geçiş” veya “iki ölüm ve iki diriliş” ifadeleri ise, insanın varoluş sürecini ve ahirete dair aşamaları açıklamaktadır. Bu çalışma, teolojik ve dilbilimsel delillerle Kur’an’ın öğretilerinin tenasühü reddettiğini güçlü bir şekilde kanıtlamaktadır. Ayetlerin bağlamı, dilsel analizleri ve nüzûl sebeplerine dair yapılan incelemeler, Kur’an’ın mesajının yanlış anlamalara meydan vermeyecek şekilde apaçık olduğunu göstermektedir. Tenasüh inancı, tarih boyunca farklı kültürlerde benimsenmiş olsa da bu inancın İslam teolojisi ile uyumlu olmadığı çok açıktır. Hint kökenli dinlerden Yahudi Kabalist geleneğe kadar farklı coğrafyalarda görülen bu inanç, İslam’ın ahiret inancı ile bağdaşmamaktadır. İslam’a göre, insan yalnızca bir kez dünyaya gelir ve kıyamet günü ilahi huzurda amellerine göre yargılanır. Kur’an’ın öğretileri, insan hayatının bir kez yaşanacak bir fırsat olduğunu ve Allah’ın adalet ve kudretinin ahiret üzerinde odaklandığını vurgular. Mü’minûn 23/99-100 ayetinde açıkça ifade edildiği gibi, ölümden sonra geri dönüş olmayacak, yeniden diriliş yalnızca ahiret sürecinde gerçekleşecektir. Bu kapsamda, tekrardoğuş inancını destekleyen görüşlerin Kur’an’ın teolojik yapısıyla çeliştiği ve yanlış yorumlamalara dayandığı net bir şekilde ortaya konmuştur. Makale, ayrıca, tenasühçülerin bağlamsal ve dilsel analizlerde yaptığı hatalara dikkat çekmekte ve bu inancın İslam teolojisinin temel prensipleriyle uyuşmadığını ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır.
| Primary Language | Turkish | 
|---|---|
| Subjects | Islamic Sects, Kalam | 
| Journal Section | MAKALELER | 
| Authors | |
| Publication Date | June 29, 2025 | 
| Submission Date | January 15, 2025 | 
| Acceptance Date | June 12, 2025 | 
| Published in Issue | Year 2025 Issue: 21 | 
Journal of Theology Academy is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).