According to a discourse of Islamic unity which has become more distinctive in time, tawheed is a social model not only seen as the reflection of Allah’s oneness but also as the unifying and regulating principle for the ummah. This discourse, which is based on Islam’s relevant theoretical doctrines and which has become more distinctive in time, explains tawheed as a principle that assigns a religious status to religious cooperation and aims to depict the ummah as the expression of this status in an objective manner. Although it is believed that the concept of discourse suits the object reflected as ummah, it is clear from a closer perspective that the internal structure of the object is not reflected at all. Reviewed in line with such an observation, this study aims to analyze this discourse within the borders of a Foucault-inspired approach.
Tarihsel koşullar içerisinde belirginleşmiş bir İslami birlik söylemine göre tevhit sadece Allah’ın birliğinin ifadesi değil ümmetin birleştirici ve düzenleyici ilkesi olarak toplumsal bir modeldir. İslam’ın ilgili teorik öğretilerine yaslanmakla birlikte tarihsel koşullar içerisinde belirginleşmiş bu söylem, tevhidi inanç ortaklığına dini bir statü kazandıran ilke, ümmeti de bu statünün ifadesi nesne olarak ayırt ederek, inşa edip kurmaya yönelir. İlk bakışta söylemin, ümmet olarak ifade edilen nesneye uygun düştüğü zannedilse de biraz yakından bakıldığında nesnesinin iç düzenini yansıtmadığı gözlenebilir. Böyle bir gözlemden hareketle ele alınan bu çalışmanın amacı, Foucault’çu bir yaklaşımın koordinatları içerisinde söz konusu söylemi analiz etmektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | MAKALELER |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |
İlahiyat Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.