In the first period of the Umayyads, Mecca and Medīna witnessed great suffering, and it is reported that many opponents were killed and even women were raped in the Battle of al-Ḥarra in Medīna. Mecca, where Ibn Suraydj, who is the subject of this article, lived was also destroyed by the Umayyads with catapults, and the holy Kaʿbah was not spared from this destruction. It fell to mourners called nawwah (wailer) such as Abū Yaḥyā ʿUbaydullāh Ibn Suraydj to express these sufferings, and the people of Mecca and Medīna began to commemorate those they had lost in these events with these sad songs. This tragic process also performed a cultural service such as the enrichment of music in the Hejaz. The Iranian labourers who were brought to repair the Ka’bah were unknowingly instrumental in opening new doors in Islamic music. The different melodies emanating from the oud instrument played by them were developed by the Makkan mughannī Ibn Suraydj to form a new Arabic style. This caused Arabic music to gain a richer character by getting rid of monotonous and simple maqams. Moreover, ʿUbaydullāh Ibn Suraydj initiated an innovation by conducting a musical assembly with a staff in his hand and ensured the transmission of this tradition to the next generations with the students he trained. While this unpleasant period made Ibn Suraydj friends with Umayyad opponents, the laments and songs he sang for them manifested itself as an artistic reflection of these painful events. Important poets contributed to his compositions with their poems, and this process enriched the cultural life of Hejaz and Syria as well as shed light on a better understanding of the period. Ibn Suraydj's good relations with the Umayyad caliphs and the governors of Mecca on the one hand, and his friendship with Abdullah b. Zubayr and the Shia, who were known for their opposition to the Umayyads, on the other hand, reflected the view of the art and music connoisseurs on the events. This chain of events also gave Ibn Suraydj the opportunity to travel from Damascus to Hejaz and to spread his art. On the other hand, whether in Damascus or the Hejaz, musicians like Ibn Suraydj were preoccupied with their art rather than politics, and they could easily join the ranks of those who favoured them. The lack of an academic study on Ibn Suraydj and cultural life in Mecca has made this research more meaningful. In this article, the family and art of Ibn Suraydj, who is said to be of Turkish origin, are discussed. In addition to the innovation and style he brought to Arabic music, an effort has been made to reveal how the Meccans and other notables who patronised him contributed to the development of the music of the period. Some analyses have been made based on the events embellished by the poems, which are indispensable for melodies, and by the poets who wrote them. Furthermore, an attempt has been made to better understand the period by starting from the songs Ibn Suraydj sang in some social ceremonies such as circumcision and weddings in this period. In addition to the basic sources, modern research and orientalist studies have also been taken care to explain the events that are tried to be revealed under these headings. As a result of the findings and events, the basic dynamics of cultural life as well as Mecca and the music of the period have revealed themselves in this process.
Emevîlerin ilk döneminde Mekke ve Medine büyük acılara sahne olmuş, Medine’de cereyan eden Harre Vak’ası’nda pek çok muhalif öldürülürken kadınların dahi taciz edildiği bilgileri verilmiştir. Makaleye konu olan İbn Süreyc’in yaşadığı Mekke ise yine Emevîler tarafından mancınıklarla tahrip edildiği gibi kutsal Kâbe de bu yıkımdan kurtulamamıştır. Bu acıları dillendirmek ise Ebû Yahyâ Ubeydullah İbn Süreyc gibi nevvâh denilen ağıtçılara düşmüş, Mekke ve Medineliler, yaşanan olaylarda kaybettiklerini, bu acıklı nağmelerle anmaya başlamışlardır. Bu elim süreç, ayrıca Hicaz’da mûsikinin zenginleşmesi gibi kültürel bir hizmeti de ifa etmiştir. Kâbe’yi onarmak için getirilen İranlı işçiler farkına varmadan İslâm mûsikisinde yeni kapıların aralanmasına vesile olmuşlardır. Onların çaldıkları ud sazından çıkan farklı nağmeler, Mekkeli mugannî İbn Süreyc tarafından geliştirilerek yeni bir Arap tarzı meydana getirilmiş, bu yeni durum da Arap müziğinin tekdüze ve basit makamlardan kurtularak daha zengin bir mahiyet kazanmasına neden olmuştur. Üstelik Ubeydullah İbn Süreyc, elindeki değnekle mûsiki meclisini idare ederek bir yenilik başlatmış, yetiştirdiği öğrencilerle de bu geleneğin sonraki kuşaklara aktarılmasını sağlamıştır. Bu tatsız dönem, İbn Süreyc’i Emevî muhalifleri ile dost yaparken onlar için yaktığı ağıtlar ve söylediği şarkılar ise bu acı olayların sanatsal bir yansıması olarak kendisini göstermiştir. Onun bestelerine önemli şairler şiirleriyle katkı sunmuş, bu süreç de dönemin daha iyi anlaşılmasına ışık tuttuğu gibi Hicaz ve Suriye’nin kültürel hayatını da zenginleştirmiştir. İbn Süreyc’in bir yandan Emevî halifeleri ve Mekke valileri ile iyi ilişkileri, diğer yandan Emevîlere muhalefetiyle bilinen Abdullah b. Zübeyr ve Şîa ile kurduğu dostluklar ise sanat ve musikî erbabının olaylara bakışını yansıtmıştır. Bu olaylar zinciri de İbn Süreyc’e Şam’dan Hicaz’a kadar yolculuklar yapma, kendi sanatını yayma fırsatı vermiştir. Diğer yandan ister Şam’da ister Hicaz’da olsun İbn Süreyc gibi mugannîler siyasetten ziyade kendi sanatları ile meşgul olmuş, kendilerine teveccüh gösterenlerin safına kolaylıkla dâhil olabilmişlerdir. İbn Süreyc ve Mekke’de kültürel hayat konusunda akademik bir çalışmanın yapılmamış olması araştırmayı daha anlamlı hâle getirmiştir. Bu makalede Türk asıllı olduğu zikredilen İbn Süreyc’in ailesi ve sanatı, ele alınmaya çalışılmıştır. Onun Arap mûsikisine getirdiği yenilik ve tarz yanında, kendisini himaye eden Mekkeli ve diğer eşrafın dönem mûsikisinin gelişmesine nasıl katkı sağladıkları da ortaya konmaya gayret edilmiştir. Nağmelerin olmazsa olmazı olan şiirler ve bunları kaleme alan şairlerle de süslenen olaylardan yola çıkılarak bazı tahliller yapılmıştır. Diğer yandan İbn Süreyc’in bu dönemde bazı sünnet, düğün gibi sosyal törenlerde söylediği şarkılardan yola çıkılarak dönemin daha iyi anlaşılmasına çalışılmıştır. Bu başlıklandırmalarla gözler önüne serilmeye çalışılan olaylar temel kaynaklar yanında modern araştırmalar ve oryantalist çalışmalarla da izah edilmeye özen gösterilmiştir. Elde edilen bulgular ve yaşanan olaylar sonucu, Mekke ve dönem mûsikisi yanında kültürel hayatın temel dinamikleri de bu süreçte kendisini ortaya koymuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political and Civilization History of Islam |
Journal Section | MAKALELER |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | January 22, 2024 |
Acceptance Date | March 26, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 19 |
Journal of Theology Academy is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).