Communication is the key to modern societies. Societies that control communication processes increase their influence and power in the world. However, it has been observed that societies or groups that possess communication technologies may engage in disinformation to mislead or gain an advantage. Disinformation is, therefore, defined as the process of intentionally misleading people from reality and directing them towards one's own interests. Many studies are being conducted to control this process. In addition to media organizations, today's technology allows every individual to create and share content on social media platforms. This environment, which lacks a gatekeeping filter, is considered a relatively more liberal space. However, this medium and some of the content shared within it can pose problems. The process of verifying social media content is often neglected on these platforms, which can have serious consequences. Moreover, it is known that during crises, misinformation is sometimes shared through social media either out of panic or intentionally. This situation appears more dire when looking at recent events, particularly wars. During conflicts or disputes, it is observed that parties intentionally share disinformation to damage the reputation of their adversaries and to justify their policies or countries in the eyes of the international public. In this context, the study examines disinformation in the news about Israel's oppression in Palestine. The framing theory is used in the study.
Günümüz toplumlarının en büyük anahtarı iletişimdir. İletişim süreçlerini kontrol eden toplumların dünya üzerindeki etkinlikleri ve güçleri artmaktadır. Ancak iletişim teknolojilerini elinde tutan toplumların ya da kitlelerin, toplumları/kitleleri yanıltmak ya da kendilerine çıkar sağlamak için dezenformasyon yaydıkları görülmektedir. Dezenformasyon kasıtlı bir şekilde insanları gerçeklikten uzaklaştırarak, maksatlı olarak kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme süreci olarak adlandırılmaktadır. Bu sürecin kontrol edilebilmesi için hâlihazırda birçok çalışma yürütülmektedir. Ancak günümüzde medya kuruluşlarının yanı sıra gelişen teknoloji sayesinde her bireyin sosyal medya platformlarında içerik üretip sunabildiği bir ortam da bulunmaktadır. Bu ortam eşik bekçiliği gibi bir süzgece sahip olmadığı gibi kısmen daha özgürlükçü bir alan olarak da adlandırılmaktadır. Fakat söz konusu bu mecra ve bu mecradaki kimi paylaşımlar aslında sorun teşkil edebilmektedir. Bu noktada sosyal medya içeriklerindeki teyit alma süreci, sosyal medya platformlarında ihmal edilmekte bunun da sonuçları ciddi olabilmektedir. Dahası kriz durumlarında kimi zaman panik hâlinde kimi zaman da kasten sosyal medya aracılığıyla yanlış enformasyonun paylaşıldığı bilinmektedir. Son yıllarda yaşanan olaylara özellikle savaşlara bakıldığında bu durum daha da vahim görünmektedir. Savaş hâlinde oldukları veya anlaşmazlığa düştükleri tarafların kasten dezenformasyon barındıran içerikleri paylaşıma soktukları, karşılarındaki ülkelerin prestijlerini sarsıp, uluslararası kamuoyunda kendi politika ya da ülkelerini haklı gösterme amacı güttükleri gözlemlenmektedir. Bu kapsamda çalışmada İsrail’in Filistin’deki zulmüne yönelik haberlerdeki dezenformasyonlar incelenmiştir. Çalışmada çerçeveleme kuramı kullanılmıştır.
Bu çalışmanın, özgün bir çalışma olduğunu; çalışmanın hazırlık, veri toplama, analiz ve bilgilerin sunumu olmak üzere tüm aşamalarından bilimsel etik ilke ve kurallarına uygun davrandığımı; bu çalışma kapsamında elde edilmeyen tüm veri ve bilgiler için kaynak gösterdiğimi ve bu kaynaklara kaynakçada yer verdiğimi; kullanılan verilerde herhangi bir değişiklik yapmadığımı, çalışmanın Committee on Publication Ethics (COPE)' in tüm şartlarını ve koşullarını kabul ederek etik görev ve sorumluluklara riayet ettiğimi beyan ederim. Herhangi bir zamanda, çalışmayla ilgili yaptığım bu beyana aykırı bir durumun saptanması durumunda, ortaya çıkacak tüm ahlaki ve hukuki sonuçlara razı olduğumu bildiririm.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Journalism Studies, Communication Studies, Mass Media, Social Media Studies, New Media |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | July 20, 2024 |
Submission Date | May 21, 2024 |
Acceptance Date | July 2, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.