Türk medyasındaki tekelleşme ve oligopolleşme tartışmaları, özellikle 2002 yılından itibaren çok sesliliğin kaybolduğu iddiası üzerinden şekillenmiştir. Ancak, hızlı dijitalleşmenin etkisi ve internet gazeteciliğindeki gelişmeler bu tartışmaları yeniden canlandırmıştır. Bu çalışma, dijitalleşmenin medyadaki çok seslilik üzerindeki etkisini ele almaktadır. 1980’lere kadar Türk medyası sahiplik açısından çeşitlilik gösterirken, medya kuruluşlarının büyük çoğunluğu resmî devlet ideolojisine bağlı kalmıştır. Bu dönemde medya, farklı sahipler tarafından yönetilse de devletin kontrolü altındaki tek seslilik hüküm sürmüştür. Ancak 1980’lerin sonunda büyük holdinglerin medya sektörüne girmesiyle tekelleşme ve oligopolleşme süreci başlamış, medya sahipliği büyük sermaye gruplarının elinde yoğunlaşmıştır. Bu süreç, medya üzerinde büyük bir sermaye baskısının oluşmasına neden olmuştur. Özellikle 2002'den sonra medya üzerindeki oligopolleşme ve tekelleşme artmış, bu da çok sesliliğin kaybolduğuna dair eleştirilerin devam etmesine neden olmuştur. Medya sahipliği yıllar içinde değişiklik gösterse de ekonomik oligopolleşme yaygınlığını sürdürmüştür. Bununla birlikte dijitalleşme süreci, sektöre yeni oyuncular kazandırmış, yeni seslerin ortaya çıkmasını sağlayarak daha demokratik ve çoğulcu bir medya ortamını teşvik etmiştir. Dijitalleşme, medya alanında köklü değişimlerin önünü açmıştır. Dijital platformların yükselişi, alternatif medya organlarının ve bağımsız gazetecilerin sesini duyurabilmesi açısından önemli bir fırsat yaratmıştır. Sonuç olarak, Türkiye’de medya sektöründe tekelleşme eğilimleri hâlâ önemli ölçüde mevcut olsa da dijitalleşme ile birlikte daha çoğulcu bir medya ortamı oluşmuş ve bu durum, geleneksel medya üzerindeki tekelleşme baskısını kısmen hafifletmiştir.
Discussions on monopolization and oligopolization in Turkish media have largely centred around the claim that media plurality has significantly diminished, particularly since 2002. However, the rapid pace of digitalization and the growth of online journalism have reignited these debates. This study explores the impact of digitalization on media plurality. Until the 1980s, Turkish media exhibited diverse ownership patterns, though most outlets adhered to the official state ideology. Despite being owned by different entities, a state-controlled homogeneity prevailed. In the late 1980s, as large conglomerates entered the media sector, a process of monopolization and oligopolization ensued, concentrating media ownership in the hands of powerful capital groups. This led to increasing economic pressure on the media, and by 2002, criticisms of diminished plurality continued to grow as monopolistic and oligopolistic tendencies intensified. Although ownership patterns have shifted over time, economic oligopolization persists. Nevertheless, the digitalization process has introduced new players, fostering a more democratic and pluralistic media environment. The rise of digital platforms has created opportunities for alternative media outlets and independent journalists, allowing new voices to emerge. Consequently, while monopolistic trends remain dominant in the traditional media landscape, digitalization has facilitated greater media plurality, partially alleviating the pressures of monopolization on traditional media outlets.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Journalism Studies, Internet Publishing |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 23, 2024 |
Submission Date | October 14, 2024 |
Acceptance Date | November 1, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 13 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.