Toplu iş sözleşmesinin emredici etkisi gereği, iş sözleşmesinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesi hükümleri alır. Emredici etkinin iki istisnası olmakla birlikte, bu istisnalardan biri işçi lehine hüküm olarak adlandırılan ilkedir. Bu ilke gereği, şayet iş sözleşmesi ile toplu iş sözleşmesi birbirine aykırı hükümler içeriyorsa, işçi lehine olan iş sözleşmesi hükümleri uygulanma alanı bulur. Dolayısıyla iş sözleşmesinin işçi lehine olan hükümleri bakımından toplu iş sözleşmesinin emredici etkisi bulunmaz. Ancak işçi lehine olan hükmün belirlenmesi her zaman kolay olmaz. Bu nedenle hem Türk Hukuku öğretisinde hem de Alman Hukuku öğretisinde işçi lehine hükmün belirlenmesi yöntemleri bakımından farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Bu yöntemler, hükümlerin tek tek karşılaştırılması, gruplandırılarak karşılaştırılması ve sözleşmelerin bütün olarak karşılaştırılması olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Gerek Türk Hukuku öğretisinde, gerekse de Alman Hukuku öğretisinde çoğunluk görüşü hükümlerin gruplandırılarak karşılaştırılması gerektiği yönündedir. Yargıtay ise farklı zamanlarda farklı kararlar vermiştir. Nihayet Yargıtay dairelerinin birleşmesinden sonra yayınlanan içtihat farklılıklarının giderilmesi metninde ücrete ilişkin hükümlerin toplu olarak ele alınması gerektiği belirtilmiştir. Çalışmamıza esas aldığımız yakın tarihli kararında da Yüksek Mahkeme, ücrete ilişkin hükümleri gruplandırılarak değerlendirmiştir. Bu çalışmada işçi lehine hüküm belirlenirken kullanılabilecek yöntemler incelenerek, sözleşmelerin bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği yönündeki görüşümüz gerekçelendirilecektir. Bu değerlendirme yapılırken, Alman Hukukundaki durum da aktarılacaktır.
Toplu iş sözleşmesinin emredici etkisi işçi lehine hüküm yararlılık ilkesi tekli karşılaştırma grup karşılaştırması bütün olarak karşılaştırma
Due to the imperative effect of the collective bargaining agreement, the provisions of the employment agreement that are contrary to the collective labour agreement are replaced by the provisions of the collective labour agreement. There are two exceptions to the imperative effect. The principle called favourability is one of this exceptions. Pursuant to this principle, if the labour contract and the collective labour agreement contain contradictory provisions, the provisions of the labour contract in favor of the worker shall be applicable. Therefore, in terms of the provisions of the labour contract in favor of the worker, the collective labour contract does not have an imperative effect. However, it is not always easy to determine the provision in favor of the worker. For this reason, different views have emerged in terms of the methods of determining the provision in favor of the worker in both the Turkish Law and the German Law. These methods are divided into three: comparing the provisions one by one, comparing them by grouping and comparing the contracts as a whole. The majority opinion in both Turkish Law and German Law is that the provisions should be grouped and compared. The Supreme Court has given different decisions at different times. Finally, in the text of eliminating the differences in case law published after the merger of the chambers of the Court, it was stated that the provisions regarding wages should be addressed collectively. In its recent decision, which we took as the basis of our study, the Supreme Court evaluated the wage-related provisions by grouping them. In this study, by examining the methods that can be used in determining the provision in favor of the worker, our opinion that the contracts should be evaluated as a whole will be justified. While making this evaluation, the situation in German Law will also be conveyed.
Imperative effect of the collective labour agreement provision in favor of the worker favourability principle comparing the provisions one by one comparing by grouping comparing the contracts as a whole
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | C. 7 S. 13 Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 7 Issue: 13 |