Makul sürede yargılanma hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından birini oluşturmaktadır. Ülkemizde ceza yargılamaların makul sürede bitirilememesi önemli bir yargısal sorundur. Hukuki uyuşmazlıkların yargılama makamları önünde zaman içinde uzayıp gitmesi, her şeyden önce tarafların yargıya olan güvenini zedeler. Geciken adaletten dolayı şüphelinin, sanığın, mağdurun ve toplumun yaşadığı kayıplar yaralayıcı boyutlara varabileceği gibi bu kayıpların telafisi de çok güçtür. Meseleye iç hukuk açısından baktığımızda, Anayasa’nın 141. maddesinde: “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir.” denilmek suretiyle davaların makul bir süre içerisinde bitirilmesi gerekliliği açıkça düzenlenmiştir. Bu bağlamda, hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hem de Anayasa’nın ortak koruma alanı içerisinde yer alan makul sürede yargılanma hakkına ilişkin bireysel başvurular, Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilebilir bulunmaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi, 23.09.2012 tarihinden itibaren kesinleşen kamu tasarrufları ile yargı kararlarına karşı makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarını esastan incelemektedir. Bu sayede uzun süren ceza yargılamaları ile mağdur olan başvurucuya etkili bir hukuk yolu ve uygun bir telafi imkânı sağlanmaktadır.
Bu çalışmada, öncelikle ceza muhakemesinde makul süre kavramı üzerinde durulacaktır. Ardından Anayasa Mahkemesi’nin makul sürede yargılanma hakkına ilişkin olarak verdiği kararlarında, bu hakkı yorumlayışı ve getirilen temel ölçütler üzerinde durulup, yeri geldiğinde birtakım eleştirilerde bulunulacaktır.
The right to a trial within a reasonable time constitutes one of the utmost prominent factors of the right to a fair trial, as set forth in Article 6 of the European
Convention on Human Rights. It is an essential judicial issue that the criminal proceedings in our country cannot be completed within a reasonable time. The prolongation of legal disputes in front of the judicial authorities undermines essentially the confidence of the parties to the judgment. It is very challenging to compensate for the damages of the suspect, defendant, victims and the society because of late judgment since the damages may be hurtful. When we consider the issue in terms of domestic law, it is clearly stated in the 141st article of the Constitution that the cases should be completed within a reasonable time by stating, “It is the duty of the judiciary to conclude trials as quickly as possible and at minimum cost.” In this context, individual applications for the right to a fair trial within the common protection area of the European Convention on Human Rights and the Constitution are considered acceptable by the Constitutional Court. The Constitutional Court examined the individual applications against the judgments together with the public decisions that have been finalized since September 23, 2012, examined principally the allegations on the violation of the right for a fair trial. Hence, this constitutes an appropriate and effective remedy for the applicant, who is a victim of delayed criminal proceedings.
In this study, firstly, the concept of reasonable time in criminal procedure will be emphasized. Then, we are going to emphasize the decisions of the Constitutional
Court on the right to a trial within reasonable time, Court’s interpretation and main criteria about this right and we are going to criticize when it is necessary.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Public Law |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 7 Issue: 1 |