Bu çalışmada ilk olarak, bugünkü Rus milliyetçiliğini anlamak açısından önem arz eden, Sovyetler
Birliği’nin son dönemlerinde yaşanan gelişmeler, Rus milliyetçiliğinde ve Rus milli bilincinde meydana
gelen değişiklikler ve Rus milliyetçilerinin Sovyetler Birliği’nin dağılmasına verdikleri reaksiyon
açıklanacak; ardından Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bir ulus-devlet olarak ortaya çıkan
Rusya Federasyonu’nda Yeltsin döneminin Rusluk anlayışı analiz edildikten sonra, 2000’li yılların
başından bugüne Vladimir Putin döneminde oluşan milliyetçilik yaklaşımı tartışılacaktır. Sovyetler
Birliği içerisinde, devlet politikalarının bir sonucu olarak, Ruslarla Sovyet devleti arasında bir derece
özdeşleşme sağlanmıştı. Ruslar, Sovyetler Birliği’ndeki milletler arasında, devletle en çok özdeşleşen
milletti. Perestroyka dönemindeki olaylar ve Sovyetler Birliği’nin yıkılışı Rus milli bilincinde önemli
etkiler yapmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılışının ardından, Rusların çoğu kendilerini, o zaman yüksek
oranda bürokratik, baskıcı ve sömürücü olarak gördükleri merkezden ve ekonomik olarak kendilerine
yük olan cumhuriyetler olarak algıladıkları yeni bağımsız olmuş ülkelerden ayırsalar da, kendilerinin
olarak gördükleri topraklardan ayrılmaları onlar için kolay olmamıştır. Bazı istisnalar dışında,
Rus milliyetçilerinin geniş bir kesimi Sovyetler Birliği’nin bütünlüğüne, eski Sovyet topraklarının
bütünlüğüne bağlı kalmışlardır. 1990’lar boyunca Yeltsin yönetimi, Rusya’da yaşayan tüm halkların,
etnik kimlikleri ne olursa olsun, Rusya’ya ait oldukları fikrine dayanan bir millet inşa projesi
geliştirmiştir. Yeltsin dönemi, Rusya Federasyonu’nun vatandaşlık esasına dayanan bir ulus devlet
olarak inşa edilmesi dönemiydi. Yeltsin döneminde hâkim olan anlayış, Rusya Federasyonu merkezli,
vatandaşlığa dayalı bir milliyetçilik anlayışı olmuştur. Putin döneminde ise özellikle son dönemde
bilinçli bir şekilde vatandaşlığa dayanan rossiiskii kimliğiyle etnik russkii kimlikleri arasındaki sınırların
bulanıklaştırıldığı görülmektedir. Rusya vatandaşlığı kimliği daha Ruslaştırılmış, Rusya vatandaşlığının
temeli Rus diline, Rus kültürüne, değerlerine dayandırılmıştır. Aynı zamanda, Putin kendisini etnik
Rus milliyetçiliğinden de uzaklaştırmıştır. Rus kimliği içerisine kimin dâhil olduğu konusunda, kültür
ve değerler; soydan ve genlerden daha önemli görülmüştür. Russkii kimliğinin sınırları, Kremlin
tarafından desteklenen değer temelli Rus kimliğine katılmak isteyen diğer etnik grupların üyelerini de
içine alacak şekilde genişletilmiştir. Bu yaklaşım ayrıca sadece Rusya Federasyonu’nun resmi sınırlarıyla kısıtlanmış bir Rus kimliği anlayışına da sahip değildir. Aynı zamanda ayrı, kendine özgü benzersiz
bir medeniyet olarak tanımlanan, Rus dünyasına (russkii mir) da hitap etmek istemektedir. Bu şekilde
Rusya Federasyonu’nun sınırlarının dışına taşan, komşu ülkelerdeki Rus ve Ruslaşmış gruplara da hitap
edebilecek bir söylem geliştirilmektedir. Sovyetler Birliği dönemindeki etnik farklılıkların tanındığı
ve güçlendirildiği bir sistemden, Yeltsin döneminin vatandaşlığa vurgu yapan milliyetçilik anlayışına,
Putin döneminde ise, hem Rusya Federasyonu içerisinde hem de dışında bu söylemin hitap edebileceği
grupları, sınırları geniş ve müphem biçimde tanımlanan etnik Rus kimliğine entegre olmaya çağıran
bir anlayışa geçildiği görülmektedir.
This study will first analyze developments in the last period of the Soviet Union, important to understand
today’s Russian nationalism, changes in Russian nationalism and Russian national consciousness
during this period, and the reactions of Russian nationalists to the disintegration of the Soviet Union.
Later, it will examine the understanding of Russianness in the Yeltsin period after the dissolution of
the Soviet Union in Russia which became a nation-state for the first time in its history in this period.
Then, this article will discuss the understanding of nationalism during the period of Vladimir Putin
in the 2000s. In the Soviet Union, as a result of state policies, a degree of identification was established
between the Russians and the Soviet state. The Russians, among the nations in the Soviet Union, were
the nation most identified with the state. The events in the perestroika period and the collapse of the
Soviet Union had important effects on Russian national consciousness. After the dissolution of the
Soviet Union, although most Russians distinguished themselves from the Soviet center they saw as
highly bureaucratic, oppressive and exploitative, and from the newly independent republics that they
perceived as economical burdens; it was not easy for them to leave the lands they considered theirs.
With some exceptions, a large number of Russian nationalists have adhered to the integrity of the Soviet
Union and the integrity of the former Soviet territories. During the 1990s, the Yeltsin administration
developed a nation-building project based on the idea that all peoples living in Russia, regardless of
their ethnic identity, belong to citizenship-based Russianness. During the Yeltsin period the Russian
Federation was built as a nation-state based on citizenship. The understanding that prevailed during
the Yeltsin period was a nationalism based on the citizenship of the Russian Federation, other than
ethnicity. During the Putin era, especially in the last period, the boundaries between the citizenship –
based rossiiskii identity and ethnic based russkii identity have been intentionally blurred. The Russian
citizenship identity was Russianized, and the basis for Russian identity became the Russian language,
Russian culture and values. At the same time, Putin also distanced himself from ethnic Russian
nationalism. The culture and values were seen more important than the ancestry and genes to define
who is included in the Russian identity. The borders of the russkii identity were extended to include
members of other ethnic groups who wanted to join the value-based Russian identity. This approach’s
Russian identity understanding is not limited with the official borders of the Russian Federation. This
approach wants to include also the Russian world (russkii mir), which is defined as a distinct, unique
civilization. In this way, a discourse which extends beyond the borders of the Russian Federation and one
that can appeal to Russian and Russified groups in neighboring countries was developed. This article
will trace the changes from a system where ethnic differences were recognized and strengthened in the
period of Soviet Union, to the nationalism understanding of Yeltsin period emphasizing citizenship.
Then, in the period of Putin, we observe a transition to an understanding which extends the borders
of Russianness to include all groups this discourse could appeal, who wanted to join this value-based
Russian identity both within and outside the Russian Federation. In this approach all these groups were
urged to be integrated into the broad and ambiguously defined ethnic Russian identity.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | International Journal of Political Science & Urban Studies |
Authors | |
Publication Date | March 27, 2019 |
Submission Date | November 12, 2018 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 7 Issue: 1 |