Osmanlı coğrafyasında belli dönemlerde afyon, kahve ve tütün tüketimi gibi nevâzil meseleleri hakkında tartışmalar vâki olmuş ve söz konusu maddeler hakkında pek çok âlim tarafından risaleler kaleme alınmıştır. XVII. yüzyılın sonlarında Osmanlı Devleti’nin başşehrinde eğitim almış ve hayatının sonuna kadar yine İstanbul’da eğitim vermiş Câbîzâde Halil Fâiz Efendi de (ö. 1134/1722) söz konusu meseleler hakkında kısa bir risale kaleme almıştır. Halil Fâiz Efendi afyon, kahve ve tütün tüketimi tartışmalarının taraflarının başvurdukları fıkıh usulü konuları hakkında kaleme aldığı risalesinde içtihat ve taklidin tanımları, içtihadın tecezzii, müçtehit derecesinde olmayanın müçtehidi taklid görevi ve mukallidin halleri ile fakihlerin yeni karşılaşılan meselelerde yaptıkları içtihadın mahiyeti ve fıkıh usulü çerçevesindeki öncüllerinden bahsetmiştir. Söz konusu nevâzil meseleleri hakkındaki tartışmaların taraflarının verdikleri hükümlerin meşruiyeti ve bağlayıcılığını inceleyen Halil Fâiz Efendi, verilen hükümlerin meşru bir içtihat işleminin sonucu olsa bile âmmî kişilerin bu görüşlerden istediklerini tercih edebileceği ancak varılan hükmün içtihat sahibini bağlayacağı sonucuna ulaşmıştır. Müellif vardığı sonucu ise kısaca yer verdiği altı madde üzerine inşa etmiştir. Bu makalede risalenin müellifi Câbîzâde Halil Fâiz Efendi’nin hayatı ile eserleri kısaca ele alınacak, sonrasında el-Kelimâtü’l-usûliyye fî massi’d-duhân ve şürbi’l-kahve ve bel‘i’l-afyûn adlı risalenin muhtevası incelenecek ve analiz edilecektir. Ayrıca çalışmanın sonunda risalenin neşri yapılacaktır.
Individual treatises in the Hanafi jurisprudential tradition provide an opportunity and space of legitimacy for the madhhab’s legal positions. Jurists (fuqahāʾ) mainly refer to the literature to consult texts (mutūn), collections on legal opinions (fatāwā), and treatises for examining social changes. The treatises addressed various subjects, including coffee, tobacco, cash waqfs, and hunting with firearms.
Tobacco drew the attention of Ottoman scholars (ulema), who began writing on the matter in the seventeenth century. The government’s strict measures against tobacco use and challenges among some scholars over their legal opinions on tobacco further kindled debates in the eighteenth century. Scholars, including Shaykh al-Islams, articulated various opinions on tobacco in their treatises and fatāwā. The variety of these opinions reflected methodological issues in jurisprudence. Notably, the scholars’ positions on various issues such as independent reasoning (ijtiḥād), the divisibility of ijtiḥād, imitation (taqlīd), and derivation of rules from legal principles or sources (takhrīj) all factored into the outcome and legitimacy of a jurist’s studies as well as to the level of a madhhab’s bindingness in the society. Therefore, treatise authors supporting the permissibility (ibāḥa) of tobacco argue, “No jurist capable of practicing qiyās (analogical reasoning) exists in their own times and thereby the item whose permissibility is discussed is permissible by the principle of original permissibility.” The others holding the opposite argument emphasized that qiyās was possible and still applied.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | July 4, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |