Kādî Abdülcebbâr, Mûtezile’nin “ilahî sıfatlar teorisi” bağlamında ilahî sözün hakikatini incelerken, kelâmcıların gâibin şâhide kıyası metodu gereği, beşerî sözün hakikatini de incelemek durumunda kalmıştır. Bu makalenin ilk iki kısmında Abdülcebbâr’ın “sözün hakikati” teorisi mümkün olduğunca beşerî söz bağlamıyla sınırlı kalınarak incelenmekte ve onun dil-düşünce ilişkisine dair yaklaşımı açığa çıkarılmaktadır. Son kısımda ise, Abdülkāhir el-Cürcânî’nin sözdizimi teorisine referanslarla, Abdülcebbâr’ın söz teorisine temelden eleştiriler getirilmektedir. Yazarın Abdülkāhir el-Cürcânî’nin görüşlerine dayandırdığı iddiasına göre, Kādī Abdülcebbâr’ın dil ve söz gerçeğine ilişkin görüşleri dilbilim ve dil felsefesi açısından ikna edici olmaktan uzaktır
In examining the reality of divine speech in the context of Mutazilah’s theory of divine attributions, Qādhī Abd al-Jabbār was obliged to consider the reality of human speech as well, due to the fact that the unknown is made to be known through its similarity with the known in the theological methods. In the first and second part, Abd al-Jabbār’s theory of the reality of speech is examined in the context of human speech, and his approach to the relationship between language and thought is revealed. In the last part, fundamental criticisms of Abd al-Jabbār’s theory are offered, with references to Abd al-Qāhir al-Jurjānī’s theory of nazm. Based on the theory of Abd al-Qāhir al-Jurjānī, the author claims that Qādhī Abd al-Jabbār’s ideas about language and speech are not convincing with respect to linguistics or the philosophy of language
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Issue: 28 |