Dobruca, Eflak ve Boğdan dört asırdan uzun bir süre boyunca Osmanlı devleti tarafından yönetilmiştir. Halkının çoğunluğu Türk ve Müslümanlardan oluşan Dobruca doğrudan payitahta bağlı bir bölge olarak Müslüman-Türk yöneticiler eliyle idare edilmiş; ancak halkı Hristiyan Ortodoks mezhebine mensup olan Eflak ve Boğdan ise içişlerinde serbest, dışişlerinde Osmanlı'ya bağlı birimler olarak payitaht tarafından atanan yerli voyvodalar eliyle yönetilmiştir. Osmanlı ve Rusya arasında 1710-1711 yıllarında gerçekleşen Prut savaşı sırasında Eflak ve Boğdan voyvodalarının Ruslar'la işbirliği yaptıklarının anlaşılması üzerine Osmanlı devleti yerel voyvodalar yerine Fenerli Rumları Eflak ve Boğdan'a yönetici olarak atamaya karar vermiştir. Böylelikle, Eflak ve Boğdan'da Feneryot sistemi denilen Ortodoksluk mezhebine mensup Fenerli Rum yöneticilerin devri başlamıştır.
1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı (93 Harbi) sonrasında imzalanan Berlin Anlaşması'yla Romanya, Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını kazanmış ve Dobruca'nın kuzeyi, Eflak'ın tamamı ve Boğdan'ın batısı yeni kurulan Romanya devletinin sınırları içerisinde kalmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu, yüzyıllar boyunca yönettiği Romanya'yla bağımsızlığı sonrasında yeni bir ilişki biçimine geçmek durumunda kalmıştır. Romanya'nın bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte modern anlamda Osmanlı-Romanya diplomatik ilişkileri başlamıştır. İkili diplomatik ilişkilerde, Bükreş'e atanacak Osmanlı sefirinin dini kimliği ve temsil düzeyi yeni kurulan Romanya açısından en önemli konu olarak ön plana çıkmıştır. Osmanlı devleti bakımından ise Jön Türkler'in Romanya sınırları içinde yürüttükleri muhalif siyasi propaganda faaliyetlerinin engellenmesi; Romanya sınırları içerisinde kalan Müslüman-Türk azınlığın haklarının korunması ve bu bağlamda Anadolu'ya yönelik artan göçler ikili diplomatik ilişkilerde başlıca meseleler olarak belirginleşmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 28, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 5 Issue: 2 |