Transhümanizm, en gelişmiş teknolojileri kullanarak insanı değiştirmeye çalışan, yapay zeka, nano-teknoloji, robotik bilimi ve android cihazlar gibi enstrümanlar sayesinde insanın sahip olduğu sınırlılıkları ortadan kaldırmayı hedefleyen felsefi bir akım olarak karşımıza çıkmaktadır. Hastalıklar, yaşlanma, organların işlevlerini yitirmesi, ölüm gibi olumsuz durumların üstesinden ileri teknolojilerle gelinmesi gerektiğini savunan bu hareket uzun ömürlü, biyolojik doğasından ve zincirlerinden kurtulmuş, gelişmiş fiziksel ve bilişsel yeteneklere sahip yarı insan yarı robot varlıklar ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Başka bir deyişle homo sapiens, ileri derecede gelişmiş araçlar vasıtasıyla özünden koparılarak transhümanizmin nihai formu olan Robo-sapiens haline getirilmek istenmektedir. Aslında transhümanizm, hümanizm ile posthümanizm arasında bir geçiş süreci olup nihai hedefi insanın aşıldığı post-human çağına ulaşmaktır. Bu sebeple hümanizmin bir devamı olarak tasavvur edebileceğimiz bu kavramın özünde insanın değişim ve dönüşümü olduğunu ifade etmek yerinde olacaktır. Ancak hümanizm, rasyonel ve bilimci bir insan modeli ortaya koyarken transhümanizm ise bio-teknolojilerle desteklenmiş ve yapısı tamamen değiştirilmiş bir insanı ön plana çıkarmaktadır. Post-hümanizm ise transhümanizm sürecinin sonucunda ulaşılan bir varış noktası olduğunu belirtmek gerekir. Transhümanizm Batı dünyasında uzun süredir tartışılan bir konu olduğu için bu çevrede geniş bir litaretüre sahiptir. Ancak felsefe dünyamızda gündemi işgal etmesi çok yakın zamanlara dayanmaktadır. İncelememizin konusu olan ve Ahmet Dağ tarafından kaleme alınan Transhümanizm - İnsanın ve Dünyanın Dönüşümü adlı eser, ülkemizde bu konuda yazılmış ilk telif eser olma özelliği taşımaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Book Launch |
Authors | |
Early Pub Date | December 30, 2022 |
Publication Date | December 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 7 Issue: 2 |