When the profiles created in social networks and the content produced are examined, the problem of commodification of the subject, especially in sexual identity presentations, draws attention. For this reason, in this study, emotions, thoughts, values and situations that cause objectification of people were investigated. This research has four aims: to create a conceptual framework regarding the sexuality perception of obscene content producers in social media, to investigate the motivations that cause people to create obscene content, to identify common points that affect the network preferences of content producers and to contribute to the literature on social media studies. For this purpose, case analysis method, one of the qualitative research methods, was used. The data were collected from social media applications named Instagram, Tender, Twitter by using purposeful criterion sampling method. Users who stand out with their sexual identity presentation on these platforms were asked questions in four different categories. These categories are users' opinions about the phenomenon of sexuality, the reasons for their social network preferences, why they prefer the presentation of sexual identity (common goals) and the problems they experience on these platforms. The findings of the research are as follows: The phenomenon of sexuality is seen as an escape from real life, freedom, pleasure, communication tools and discovery. The reasons why the participants prefer social networks are the ease of access, ease of sharing, the fact that these applications carry less risk than in real life, and the advantage of control. The common goals of users are economic freedom, recognition and self-realization. Problems arising from the presentation of sexual identity are disconnection from real life, exclusion, harassment and depression. Our results clearly show that sexual identity presentations created through social media applications commodify the individual and individual values. We think that our results will contribute to the current literature and will be good ground for new research to be conducted.
Identity Presentation of Sexual Identity Production of Sexual Content Commodification of the Subject Social Media
Sosyal ağlarda oluşturulan profiller ve üretilen içerikler incelendiğinde özellikle cinsel kimlik sunumlarında öznenin metalaşması sorunu dikkat çekmektedir. Bu nedenle bu araştırmada duygu, düşünce, değer ve kişilerin nesneleşmesine neden olan durumlar araştırılmıştır. Araştırmanın dört amacı bulunmaktadır. Sosyal medyada müstehcen içerik üreticilerinin cinsellik algısına ilişkin kavramsal bir çerçeve oluşturmak, kişilerin müstehcen içerik oluşturmalarına neden olan motivasyonları araştırmak, içerik üreticilerinin ağ tercihlerini etkileyen ortak noktaları belirlemek ve sosyal medya çalışmaları ile ilgili literatüre katkı sunmak. Bu amaçla nitel araştırma yöntemlerinden vaka analizi yöntemi kullanılmıştır. Veriler Instagram, Tender, Twitter isimli sosyal medya uygulamalarından amaçlı ölçüt örnekleme yöntemi kullanılarak toplanmıştır. Bu sosyal medya uygulamalarında cinsel kimlik sunumu ile öne öne çıkan kullanıcılara, dört faklı kategoride sorular sorulmuştur. Bu kategoriler, kullanıcıların cinsellik olgusu hakkındaki görüşleri, sosyal ağ tercihlerinin sebepleri, neden cinsel kimlik sunumunu tercih ettikleri (ortak hedefleri) ve bu platformlarda yaşadıkları sorunlardır. Araştırma sonucunda ulaşılan bulgular şu şekildedir: Cinsellik olgusu gerçek hayattan kaçış, özgürlük, zevk, iletişim aracı ve keşif olarak görülmektedir. Katılımcıların sosyal ağları tercih etme nedenleri, erişim kolaylığı, paylaşım kolaylığı, bu uygulamaların gerçek yaşamdakine oranla daha az risk taşıması ve kontrol avantajıdır. Kullanıcıların ortak hedefleri ise ekonomik özgürlük, tanınma ve kendini gerçekleştirmedir. Cinsel kimlik sunumundan kaynaklanan sorunlar ise gerçek hayattan kopma, dışlanma, taciz ve depresyondur. Ulaşılan sonuçlar sosyal medya uygulamaları vasıtası ile oluşturulan cinsel kimlik sunumlarının birey ve bireye ait değerleri metalaştırdığını açıkça göstermektedir. Ulaşılan bulguların bundan sonraki çalışmalarda ilgili literatüre katkı sunacağı düşünülmektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Communication Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | September 21, 2023 |
Publication Date | September 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |