Diğer ilim türleri gibi Tasavvufun ilminin de birinci derecede önem verdiği tevhîd inancı, sûfîler tarafından akılla idrak edilmenin ötesinde, vicdanla da idrak edilip zevkedilmek istenmiştir. Bâyezîd-i Bistâmî’nin öncülüğünü yaptığı bu tevhîd algısında onlar aklî bilgiyi zevkî bilgi ile de teyit ve test etmeyi arzulamışlardır. İbadet ve tefekkürle desteklenen tevhîd inancı, ruhun ve kalbin gelişimiyle kulun kendinden ve varlık aleminden sıyrılıp Hakk’ta kaybolmayı netice vermekte, Allah bilincinden başka geriye hiçbir şeyin kalmadığı bu derûnî yolculukta kul, gaybet, sekr, fenâ, bekâ, cem’ gibi ahvâli yaşayıp tevhîdi zevken idrak etme konumuna yükselebilmektedir. Sûfî, bu mertebede kendine dair bir benlik göremediği gibi, mevcûdâta ait de herhangi bir irade ve icat görememektedir. Artık herşey Vâhid’de kaybolmuş, mâsivâ yokluğa gömülmüştür. İşte Bâyezîd-i Bistâmî, tevhid akidesini aklen kabul edip iman etmiş olmanın yanında bu hakikatı zevken de idrak etmiş olanların ilklerindendir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 18, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 5 Issue: 4 |