Suriye Arap Cumhuriyeti’nde 2011 yılında başlayan savaşla birlikte ülkede görülen zorla yerinden edilmeler ve kitlesel zorunlu göçün üzerinden on yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen savaş henüz sona ermemiştir. Bu durum Suriye’den Türkiye’ye yapılan göçün devam etmesine ve ülkemizdeki Suriyeli sayısının artışının hız kesmeden devam etmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte, Suriye’de yaşanan savaşın devam etmesi ile birlikte, zorunlu göçün üzerinden geçen yıllar, Suriyelilere ülkemizdeki yeni yaşamlarını kurma, yeni düzenlerine adapte olma ve kalıcılık eğilimlerinin artışını beraberinde getirmiştir. Suriye toplumunun doğurganlığı teşvik eden sosyo-kültürel bir yapıya sahip olduğu bilinmekte ve bu görüş ülkemizde yaşayan Suriyeliler için de geçerliliğini korumaktadır. Suriye’den ülkemize yapılan girişlerin devam etmesi, ülkemizdeki kalıcılık eğilimlerinin artması, doğurganlığa verilen önem, ülkemizdeki Suriyeli nüfusun büyük bir kısmının doğurganlık çağında olmaları ve ülkemizde doğan yarım milyondan fazla bebekle birlikte güncel verilere göre Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli nüfusu 3,6 milyonu aşmıştır. Suriyelilerle ilgili bu demografik gerçek, hem günümüzde hem de gelecekte pek çok meselenin gündemimizde olacağını göstermektedir. Bu meselelerden biri, dünyanın en büyük mülteci nüfusunu barındıran Türkiye’de yaşamlarını devam ettiren Suriyeli kitlenin, geçici koruma statüsünden çıkıp Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığa geçiş taleplerini dillendirmeye başlamasıdır. Ulusal devletlerin anayasalarında genel olarak vatandaşlık ile ilgili iki hukuki kıstasın bulunduğu görülmektedir. Soy (nesep) bağı ve doğum yeri ölçütlerinin, vatandaşlığa kabulde temel alınan iki hukuki ölçüt olması ise, Suriyelilerin Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içerisinde dünyaya gelen bebeklerinin yasal statülerini ve ülkemiz yasalarının bu bebeklerin vatandaşlığı geçişi konusundaki koşullarını akıllara getirmektedir. Güncel verilerle, yarım milyondan fazla Suriye kökenli bebeğin Türkiye’de doğdukları göz önünde bulundurulduğunda, bu kişilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçişleri konusu oldukça büyük önem arz etmekte olup bu çalışmada detaylı bir şekilde ele alınmaktadır.
Although a decade has passed since the forced displacement and mass involuntary migration as a result of the armed conflicts in the Syrian Arab Republic, the war has not yet ended. In this case, the continuation of migration to Turkey from Syria and the rate of increase in the number of Syrians in our country is caused to continue unabated. However, with the continuation of the armed conflicts in Syria, the years that have passed since involuntary migration have brought with it an increase in the tendency of Syrians to establish their new lives in our country, to adapt to their new order and to persist. It is known that Syrian society has a socio-cultural structure that encourages child-bearing, and this view is also valid for Syrians living in our country. According to current data, with the continuation of the entrance to our country from Syria, the increase in the tendency to become permanent in our country, the emphasis put on child-bearing, the fact that most of the Syrian population in our country are of child-bearing age and that more than half a million Syrian babies born, Syrian population in Turkey has exceeded 3.6 million. This demographic fact about Syrians shows that many issues will be on our agenda both now and in the future. One of these problems is that in Turkey, which hosts the largest migrant population in the world, the Syrian population who are under temporary protection status, started to express their demands for citizenship. The legal status and citizenship conditions of the babies of Syrian migrants born in our country are of great importance and constitute the subject of this study.
Syrian migration involuntary migration Syrian infants temporary protection status citizenship
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 10 Issue: 2 |