İmage is a new definition and recognition of an alternative with consciousness in the literature of modernizm and postmodernizm. The image consciousness creates a triangular process of existence and perception in terms of subjective state. The first one is „spatial existence‟. The spatial existence expresses the unconsciousness state of the subject, interval of existence and the state in which she perceives her own absolute reality. The subject's perception of both existences is called „witnessing consciousness‟. In the state of witnessing, the subject exists in the whole state of watching, living and acknowledging. It is possible to say „sense in itself‟ for the new consciousness that emerges from this state; „narrativeness‟ for one's witnessing his own absolute reality in the „sense in itself‟; and „projection‟ for the state of interval existence's realization in the spatial existence. We can name this entirely new state of subject as the „alternative existence‟, „interval existence‟. This subject an original and is to be witneted by the history time. In this respect, sound is a new god for the new existence‟s realm. We can name it „sound-existence‟, the perception of its own consciousness being in- itself. The triple existence the place where the of the image is in existence as being initself and the consciousness of the earth emerges as a fictionalized due to the perception conscious of the subject‟s position in the fictional space of art which is as the absolute reality to imbed in upper consciousness.
Narrativeness is the witnessing of an own consciousness in the of interval existence; projection, on the other hand, is the interval existence becoming the reason of the spatial existence.
Sound-existence Consciousness of image Self in itself Alternative existence Consciousness of revelation
İmge, modernist ve postmodernist edebiyata özgü yeni bir edebiyat tanımı ve bilinci ile alternatif bir varoluşu bilme yöntemidir. İmge bilinci öznenin konumu açısından üçlü bir varoluş süreci ve algısı yaratır. Birincisi „mekânsal varoluş‟tur. Mekânsal varoluş, öznenin bilinçsizlik konumunu; süresel varoluş, kendisine ait mutlak gerçeği algıladığı konumunu ifade eder. Öznenin iki tür varoluşu da algıladığı bilince tanıklık bilinci denir. Tanıklık konumunda özne izleyen, yaşayan, bilen durumlarının tamamında birden bulunur. Öznenin bu konumunun ortaya çıkardığı yeni bilince „özbenlik‟ algısı, kişinin özbenlik algısı içinde tanıklık ettiği kendi mutlak gerçeğine „öyküsellik‟, süresel varoluşun mekânsal varoluşta gerçekleşme konumuna „izdüşüm‟ demek mümkündür. Öznenin bu yeni konumun tümüne birden alternatif varoluş, süresel varoluş adını verebiliriz. Bu özne tarihin ilk defa tanık olduğu yeni bir öznedir. Ses ise yeni varlık alanının yeni tanrısıdır. Ona „ses-varlık‟, kendinde şeyin kendi bilincinin algısı adını verebiliriz. Üçlü varoluş, imgenin kendinde şey olarak oluşumunu, öznenin sanatın kurgusal alanındaki konumunu mutlak gerçek algısı nedeniyle yeryüzünün bir kurgulanan olduğu bilincine yerleştiği üst bilinç alanıdır. Öyküsellik, süresel varoluş algısındaki insanın kendi bilincine tanıklık etmesi, izdüşüm ise süresel varoluştaki gerekçenin mekânsal alanda gerekçe olarak biçimlenmesidir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 1 Issue: 4 |