Potansiyel olarak küratif rezeksiyon geçiren
mide kanserli hastalarda rezeksiyon sınırlarına
çok daha titiz değerlendirilmesi zorunludur. Edindiğimiz
bilgiler göstermiştir ki pozitif rezeksiyon
sınırlı olgularda ilerlemiş hastalığı
olanlar daha agresif cerrahi girişime ihtiyaç
duymaksızın yakından gözlenirken No evreli,
ülseroinfiltratif karsinomlu, grade I ve grade II,
stage II hastalar için rezeksiyon sınırı/sınırlarının re-eksizyonu düşünülmelidir.
Mide karsinomlu hastaların prognozu hastalık
evresi, rezektabilite ve hastanın genel durumu
ile bağlantılıdır. Mide karsinomu için günümüzde mevcut tek küratif tedavi cerrahi rezeksiyondur.
Potansiyel olarak küratif rezeksiyon
uygulamanın esası, primer lezyonun ve
başta nodüller olmak üzere tüm metastatik lezyonların
çıkarılmasıdır. Erken teşhis ne kadar
erken konulabilirse, böyle bir radikal cerrahi
işlem uygulayabilme ihtimali o kadar artar. Potansiyel
olarak küratif rezeksiyon yapılmasında
en önemli problemlerden biri, rezeksiyon sınırında makroskobik veya mikroskobik rezidüel
tümör kalmasıdır. Rezeksiyon sınırında rezidüel tümör mevcudiyeti küratif rezeksiyonu palyatif
duruma getirir. Rezeksiyon sınırında rezidüel
tümör mevcudiyeti, anastomoz kaçağı,
sepsis gibi cerrahi komplikasyonların oranında
artışa, peroperatif mortalitenin yükselmesine
sebep olduğu gibi, anastomoz nüksüne de
zemin hazırlar. Bunun sonucu olarak, bazı
serilerde 5 yıllık uzun dönem sağ kalım oranında
%20’yi aşan bir azalma gösterilmiştir.
Bu retrospektif çalışmada, rezeksiyon sınırında tümör tutulmasının postoperatif erken ve
geç dönem sonuçları ve somut verilere dayanarak
değerlendirmenin sonuçları ve faydaları
üzerinde durduk.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırmalar |
Authors | |
Publication Date | July 17, 2014 |
Published in Issue | Year 2005 Volume: 36 Issue: 1 |