The concept of the public sphere is a political category and indispensable for the organization of political order and the democratic legitimacy of institutions in democratic societies. This is a central category of a well-functioning democratic society and was discussed for the first time with the model of the modern bourgeois public sphere. Although the principles of this public model such as openness to everyone, equal participation, free access, and free discourse arising from intersubjective mutual communicative relations represent democratic progress, these principles have not been fully realized in practice in terms of gender equality. One aim of this study is to discuss the sexist character of the bourgeois public sphere that formally excludes the equal participation of women in the public sphere, informally prevents their equal participation in public deliberation processes, and neglects the existence of alternative competing publics and inter-public relations. The also aims to explore ways to reformulate equal participation in the public sphere from a gender-sensitive perspective. This research discusses political theoretical approaches that can be applied to reformulate equal participation in the public sphere. The first of these is inclusive participation without formal exclusion. The second approach involves clearly thematizing and opening up for rational critical discussion the gender inequalities that are bracketed in public deliberative processes. The third approach involves how non-rational communication styles should be included in public deliberative processes in addition to the rational communication style and in a way that contributes to rational communication. The fourth approach involves a form of public life that makes room for multiple publics and for inter-public relations as opposed to a single understanding of the public. Nancy Fraser’s views in particular have been used throughout the study.
Siyasal bir kategori olan kamusal alan kavramı, demokratik toplumlarda siyasal düzenlerin örgütlenmesi ve kurumların demokratik meşruiyeti açısından vazgeçilmezdir. İyi işleyen demokratik bir toplumun merkezi kategorilerinden biri olan kamusal alan kavramı, ilk kez modern burjuva kamusal alan modeliyle birlikte tartışılmaya başlanmıştır. Öznelerarası karşılıklı iletişimsel ilişkilerden doğan bu kamu modelinin herkese açıklık, eşit katılım, serbest erişim ve özgür söylem ilkeleri demokratik bir ilerlemeyi temsil etse de bu ilkeler, toplumsal cinsiyet eşitliği açısından pratikte tam olarak gerçekleşememiştir. Bu çalışmanın amacı, bir taraftan, burjuva kamusal alanının, kadınların kamusal alana eşit katılımını formel olarak dışlayan, kamusal müzakere süreçlerine eşit katılımını enformel olarak engelleyen ve alternatif karşıt kamuların varlığını ve kamular arası ilişkileri ihmal eden cinsiyetçi karakterini tartışmaya açmaktır. Diğer taraftan ise kamusal alana eşit katılımı toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir bakış açısından yeniden formüle etmenin yollarını araştırmaktır. Bu araştırmada, kamusal alana eşit katılımı yeniden formüle etmek için başvurulabilecek politik teorik yaklaşımlar tartışılmıştır. Bunlardan ilki, formel dışlamanın olmadığı kapsayıcı katılımdır. İkincisi, kamusal müzakere süreçlerinde, paranteze alınan toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin, açık açık temalaştırılması ve rasyonel eleştirel tartışmaya açılmasıdır. Üçüncüsü, kamusal müzakere süreçlerinde, rasyonel iletişim tarzının yanında, rasyonel iletişime katkı sunacak şekilde rasyonel olmayan iletişim tarzlarının da içerilmesidir. Dördüncüsü, tek bir kamu anlayışına karşı, çoklu kamulara ve kamular arası ilişkilere yer açan bir kamusal yaşam biçimidir. Çalışma boyunca özellikle Nancy Fraser’ın görüşlerinden yararlanılmıştır.
Kamusal alan Eşit katılım Toplumsal cinsiyet eşitliği Çoklu kamular Kamular arası ilişkiler.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 26, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 58 |