1665 sonbaharında Walter Leslie riyasetinde İstanbul’a gelen Habsburg sefaret heyetinde birçok diplomatik görevli, asilzade ve hizmetkârın yanında elçilik deneyimlerini kâğıda dökmüş bazı seyyah ve yazarlar bulunuyordu. Habsburg büyükelçisinin şahsî günah çıkarma papazı Cizvit Paul Tafferner, bu amaçla sefaretin Viyana’dan yola çıktığı günden Osmanlı payitahtındaki vazifesini ifa edip geri döndüğü tarihe değin gözlemlerini ihtiva eden hacimli bir seyahatname kaleme almıştı. Paul Tafferner’in 1668’de Latince basılan eseri, birkaç sene içinde Almanca’ya tercüme edilerek defalarca yeniden basıldı. Paul Tafferner’in İstanbul şehrini anlatmaya ayırdığı sayfalar, eğitim görmüş batılıların Osmanlı ve İslam eserleriyle karşılaştıklarında takındıkları ikircikli tavrın tahlili bakımından önemli karineler sunar. Döneme ait Osmanlı kaynakları, W. Leslie sefaretine mensup olanların teyit ettiği üzere, elçilik mensuplarına birden fazla kereler İstanbul gezileri tertip edildiğini yazarlar. Buna karşın iki kaynak grubunda aynı hadiselerin anlatımına dair kullanılan dil ve aktarım teknikleri birbirine bazen taban tabana zıttır. Bu farklılığın tarihsel kökenleri ve daha özel ve müşahhas bir örnekte 1665 senesindeki kültürel karşılaşmalar muvacehesinde gözlemcilerin gözlerinin önünde cereyan eden nesneler dünyasına dair farklı algılama biçimleri araştırılmaya seza bir konudur. Mühürdar Hasan Ağa, Fındıklılı Mehmed Ağa ve Abdurrahman Abdi Efendi’nin Osmanlı abidevi mimari eserlerinin batılı muhataplarına gösterilmiş olmasından iftihar ettikleri kesindir. Peki, P. Tafferner İstanbul’a baktığında aslında ne görmüştü?
Walter Leslie, the Habsburg ambassador to the Porte in 1665, was accompanied in the embassy by a wide range of aristocrats, attendants, and diplomatic corps as well as several travellers and adventurers who penned their days of diplomatic service. Paul Tafferner, a Jesuit priest and the personal confessor of the imperial ambassador, also wrote a voluminous travel book covering the days he spent in the service of W. Leslie from the day he departed from Vienna until his coming back to the imperial residence. Paul Tafferner’s work was published in 1668 originally in Latin and was soon translated into German. His travel book serves as an example of the equivocal standpoint characteristic to early modern western observers that encountered the Ottoman and Islamic monuments. Ottoman chronicles of the period, as confirmed by historical narratives produced within the W. Leslie embassy, relate that the members of the imperial delegation were offered several trips in Constantinople. Two groups of historical accounts, however, draw completely differing pictures for the same days. The historical background for this discrepancy in sources, particularly the reasons for producing contradictory accounts on Ottoman Constantinople in 1665, poses a challenging problem for the students of history. Mühürdar Hasan Ağa, Fındıklılı Mehmed Ağa, and Abdurrahman Abdi Efendi took pride in displaying the outstanding Ottoman architectural works to a Christian embassy. But what did Paul Tafferner actually see when he was guided through Constantinople and why?
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 30 |