The "Dieselgate" scandal of VW Group has triggered legal debates on seve- ral aspects. Fraud has been committed in 11 million diesel cars of VW Group through emission manipulation. Researchers have shown that these cars pose a significant danger to the environment and public health In the US, where the manipulation had been revealed, the first class action regarding the incident has ended with the settlement of the parties, which is likely to set a precedent for the rest of the world. The EU, on the other hand, had kept silent for a long while, until the EU Commission has finally taken action as a result of increasing public pressure. Germany is currently in an absolute chaos, both sectoral and legally. After the scandal, the courts have rendered contradictory decisions regarding the rights of the buyers. Additionally, actions of damages with great sums have been filed in Germany due to the loss of value of VW company shares. It is necessary to discuss the legal aspects of the case in Turkey, where VW Group diesel cars are the most favored. The fraud committed through emission manipulation consti- tutes unfair competition on grounds of deceptiveness and not abiding by busi- ness conditions in Turkish law. These cars are defective goods according to Tur- kish consumer law. The customers that had bought these cars could use their alternative rights as foreseen in Turkish Consumer Code. Moreover, the sales of these cars may be suspended in accordance with the Code. Lastly, VW Group is subject to legal and criminal liabilities in respect of Turkish environmental law, because of the emission manipulation in diesel cars.
Dieselgate emission manipulation Turkish unfair competition law con- sumer law environmental law
VW grubunun “Dieselgate’ olarak adlandırılan skandali birçok ülkede çok yönlü hukuki tartışmaları gündeme getirmiştir. Dünya çapında tahminen 11 milyon VW grubu dizel arabada emisyon manipülasyonu yolu ile hilekârlık yapılmıştır. Araştırmalar sonucunda bu arabaların kamu sağlığı ve çevre kirliliği açısından ciddi bir tehlike arz ettiği anlaşılmıştır. Manipülasyonun ortaya çıkarıldığı ABD’de ilk grup davasında dünyaya emsal teşkil edebilecek nitelikte bir uzlaşmaya varılmıştır. AB'de ise uzun süre sessiz kalınmış ve son zamanlardaki kamuoyu baskısı ile AB Komisyonu harekete geçmiştir. Almanya ise hem sektörel hem hukuki yönden tam bir karmaşa içindedir. Skandal sonrası Almanya'da alıcıların hakları konusunda mahkemeler birbiriyle çelişen kararlar vermişlerdir. Ayrıca VW hisse senetlerinin değer kaybı sebebiyle Almanya'da VW aleyhine büyük meblağlı tazminat davaları da açılmıştır. VW grubu dizel arabaların en çok tercih edildiği Türkiye’de de olayın hukuki yönlerinin tartışılması gereklidir. Emisyon manipülasyonu yoluyla gerçekleştirilen hilekârlık Türk hukuku açısından hem aldatıcılık hem iş şartlarına uymama yolu ile haksız rekabet teşkil etmektedir. Bu arabalar, Türk tüketici hukukuna göre ayıplı maldır. Bu arabaları satın almış olan tüketiciler Tüketici Kanunundaki seçimlik haklarını kullanabilirler. Bunun dışında Tüketici Kanunu gereğince bu arabaların satışının durdurulması dahi mümkündür. Son olarak dizel arabalardaki emisyon hilekârlığı sebebiyle VW grubunun Türk çevre hukuku açısından hukuki ve cezai sorumluluğu vardır.
Subjects | Law in Context |
---|---|
Journal Section | Private Law |
Authors | |
Publication Date | December 29, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 74 Issue: 2 |