A Critical Analysis of Musa Jarullah Bigiyef’s Interpretations on The Quran Musa Jarullah Biqiyef, who apperared among the Qazan Turks in the beginning of the 20th century with attractive thoughts and works, in a life which is full of suffering and exile he managed to write many books. Almost in all of these works, he tried to say some thing new about the Quran and to suggest Quranic solutions in order to save Muslim World from miserable stuation. It seems that his thoughts are based on the idea that the methodology and princibles of the traditional Islamic sciences should be omitted and the Quran should be rethought and reinterpreted. But although he very harshly critises traditional methodology of interpretation of mufassirs, mutakallims and and faqihs he does not seem to be successful in developing an alternative coherent methodology of interpretation of the Quran. Thus, his interpretations on the Quran appears to be particular rather than universal; and he seems to produced subject-‐‑oriented works rather than suggesting an alternative methodology of interpretation. As a natural result of this, his works seem to have some methodological incoherences.
20. yüzyılın başlarında Kazan Türkleri arasında dikkat çekici eser ve fikirleriyle ortaya çıkan Musa Carullah Bigiyef, çileler ve sürgünler; zindanlar ve hicranlarla dolu hayatında pek çok eser telif etmiş ve hemen her eserinde Kur’an’a dair yeni bir şeyler söylemeye çalışmış, İslâm dünyasının içinde bulunduğu hâl-i pürmelâlden çıkış için Kur’an kaynaklı çözümler üretmenin gayreti içinde olmuştur. Onun fikirlerinin temelinde, geleneksel İslâmî ilimlerin usul ve kabullerini bir tarafa bırakarak Kur’an’ı yeniden anlamaya ve yorumlamaya çalışmanın yattığı görülmektedir. Ancak müfessirlerin, mütekellimlerin ve fakihlerin Kur’an âyetlerini anlama ve yorumlama yöntemlerini her fırsatta sert bir şekilde eleştiren Carullah’ın kendisinin somut ve tutarlı bir tefsir ve tevil yöntemi ortaya koymada pek başarılı olamadığı anlaşılmaktadır. Onun Kuran yorumları incelendiğinde, bütüncül bir bakış açısından ziyade parçacı bir yaklaşımı tercih ettiği; somut ve sınırları belli bir yöntem geliştirmek yerine konu odaklı çalışmalar ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Bu durumun doğal bir neticesi olarak da onun eserlerinde yöntemsel olarak bazı çelişkilerin ortaya çıktığı görülmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 25, 2015 |
Published in Issue | Year 2014 Issue: 30 |