Ekonomik büyüme ve kalkınma ülke ekonomilerinin en önemli makroekonomik hedefleri içerisinde yer almaktadır. Bu hedefin gerçekleştirilmesinde birçok yol bulunmakta ve sürdürülebilirliğin sağlanması çok önemli bir yer tutmaktadır. Ekonomik büyüme ve kalkınmanın insan refahının artışına katkı sağlamasının gerekliliği değerlendirildiğinde, ülke ekonomilerinde büyümenin niteliği ve özelliği önem arz etmektedir. Bu çalışmada 1971 yılına göre 2018 yılında kişi başı enerji kullanımını %393.64, kişi başı gayri safi yurt içi hasılasını %3180.01 ve kişi başı karbondioksit emisyonunu ise %610.51 artıran Çin ekonomisinde 1971-2018 örneklem döneminde enerji tüketimi, ticari serbestleşme, ekonomik büyüme ve CO2 emisyonu arasındaki eşbütünleşme ilişkisinin varlığı araştırılmaktadır. Çalışmada ilk olarak yapısal kırılmalı Zivot ve Andrews (1992) birim kök testi aracılığıyla değişkenlerin durağanlığı sınanmaktadır. Değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişkinin varlığı ise yapısal kırılmaları modele dahil eden Gregory ve Hansen (1996) eşbütünleşme testi ile araştırılmaktadır. Kısa ve uzun dönem katsayı tahmini ise FMOLS ve CCR yöntemleri ile incelenmektedir. Bulgular; ekonomik büyüme ve enerji tüketiminin karbondioksit emisyonunu kısa ve uzun dönemde artırdığını göstermiştir. Dolayısıyla Çin’de kirli büyümenin gerçekleştiği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu sonuç Çin’de önemli bir sorun olarak öne çıkmaktadır. CO2 emisyonunun Çin’de yüksek düzeyde seyretmesi ve küresel ölçekte bu sorunun önemli ağırlığa sahip olması sorunu yerel olmaktan çıkarmaktadır. Dolayısıyla politikacıların bu sorunun çözümü için ivedilikle somut adımlar atması gerekmektedir.
Economic growth and development are some of the most important macroeconomic targets for national economies. Many ways exist for achieving these goals, and ensuring sustainability has a very important place. How much economic growth and development need to contribute to increasing human welfare, the quality and characteristics of growth in a national economy become important. This study examines the relationships among energy consumption, trade liberalization, economic growth, and CO2 emissions over the sample period of 1971-2018 in the Chinese economy, which saw a 393.64% per capita increase in energy use, 3,180.01% increase in gross domestic product per capita, and 610.515% increase in CO2 emissions per capita in 2018 compared to 1971. The study first tests the stationarity of the variables using the Zivot and Andrews (1992) unit root tests with structural breaks. The presence of long-term relationships among the variables was investigated using the Gregory and Hansen (1996) cointegration test, which includes structural breaks in the model. The short- and long-term coefficient estimations were analyzed using the Full Modified Ordinary Least Squares (FMOLS) and canonical cointegration regression (CCR) methods. Estimates for the short- and long-term coefficients were analyzed using the FMOLS and CCR methods. The results show that economic growth and energy consumption increase CO2 emissions in the short and long term. Therefore, pollution growth is determined to have taken place in China. This result stands out as an important problem in China. The high level of CO2 emissions in China and the fact that this problem has a significant weight on a global scale removes the problem from being local. Therefore, politicians need to take concrete steps immediately to solve this problem.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Economics |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | July 29, 2022 |
Submission Date | January 10, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |