In this study, by determining the problems caused by the discrimination in the society within the framework of the role assigned to women, it will be claimed that the essence of these problems is, firstly, the state of being independent and dependent on the man for the woman, and secondly, the man’s right to do everything. Men think that they have the right to do everything to women. In this context, within the framework of the source of the problems, how the woman is defined through the man, the woman being seen as a seductive criminal and an element of hate. The sanctification of the woman which emerges as a result of both of these, by squeezing into the spatial area in terms of fertility and motherhood, are critically discussed. On the basis of gender, women’s roles or self-actualization are deeply shaped by every field from religion to culture, morality to politics. The social roles and responsibilities given to men, who think that women are weaker and need to be protected, cause men to put pressure on women. This pressure on women also feeds violence against women. The essence of violence, which is shaped within the framework of gender and roles, is the inequality between both sexes.
Bu çalışmada, toplumda kadına biçilen rol çerçevesinde yapılan ayrımcılığın ortaya çıkardığı sorunların belirlemesi yapılarak, bu sorunların özünde ilk olarak, kadın açısından kadının erkeğe bağlı ve bağımlı olma durumu ve ikinci olarak da erkeğin her şeyi yapmayı kendine hak görme durumu bulunduğu iddia edilmektedir. Bu bağlamda, sorunların kaynağı çerçevesinde kadının erkek üzerinden nasıl tanımlandığı, kadının nefret unsuru olarak baştan çıkarıcı bir suçlu olarak görülmesi ve bunların ikisine bağlı olarak ortaya çıkan kadının doğurganlık ve annelik yönüyle mekânsal alana sıkıştırılarak yapılan kutsallaştırmalar eleştirel olarak ele alınmaktadır. Toplumsal cinsiyet temelinde, kadının rollerine veya kendini gerçekleştirmesine dinden kültüre, ahlaktan siyasete kadar her alan derin bir biçimde şekil vermektedir. Kadının daha zayıf ve korunması gereken bir varlık’ olduğu düşünen erkeğe verilen toplumsal roller ve yüklenen sorumluluklar, erkeğin kadın üzerinde baskı kurmasına neden olmaktadır. Kadınlar üzerinde bu baskı, kadına karşı şiddeti de beslemektedir. Toplumsal cinsiyet ve roller çerçevesinde biçimlenen şiddetin özünde, her iki cins arasındaki eşitsizlik vardır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kadın Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 13 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 25 |