he easiest access to medication in the Ottoman Empire were the places
where doctors, surgeons, oculists and other health care professionals received
their patients, and some related stores. Prior to the nineteenth century, pharmacy
was not a profession on it’s own and there were no pharmacies in Ottoman
cities. Deriving from lists of medications purchased for the military hospitals,
we can argue that there were Italian and French pharmacists in Istanbul in early
nineteenth century. In 1868, there were 44 drugstores run by foreigners in
İstanbul - some of whom may have been Ottoman nationals.
Following the opening of the Imperial School of Medicine (Mekteb-i
Tıbbiye-i
Şahane), a turning point in the modernization of Ottoman medicine, a
pharmacy class to train military pharmacists was founded in 1840, followed by
the establishment of a pharmacy class in 1873, in the Civilian School of
Medicine (Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye). During the modernization period,
doctors, surgeons, oculists, bone settlers and such continued to sell traditional
drugs in their stores. Besides herbalists, root dispensers, tonic brewers and paste
mixers, barbiers, soap makers, furriers, halva makers and coffee shop owners were also selling their home-prepared mixtures as medication In the19th
century, the Ottoman pharmacists tried hard to establish their profession and
make progress in their craft, and at the same time, had to compete with ignorant
and unlicensed shopkeepers and the traditional health care professionals from
which Ottomans were used to get their drugs for hundreds of years. As
awareness of improper medication increased, the government started to issue
regulations and licenses for the practice of pharmacy, banning unlicensed
people and shops from selling drugs and to control the market. The present
paper will present some fatality cases caused by ignorant health care
professionals and shopkeepers in the late Ottoman era, and focus on the
measures that were put into effect to contend with such practices
Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk dönemlerinde ilaç, hekimler, cerrahlar,
kehhaller tarafından hazırlanır ve satılırdı. Ondokuzuncu yüzyıl öncesinde,
eczacılık Osmanlı İmparatorluğu’nda henüz bir meslek olarak gelişmemişti ve
Osmanlı şehirlerinde eczane bulunmamaktaydı. Askeri hastanelere yapılan ilaç
alımlarına ait belgelerden, İstanbul’da, ondokuzuncu yüzyılın başında İtalyan ve
Fransız eczacıların bulunduğunu söyleyebiliriz. 1868 yılında ise, İstanbul’da 44
eczane vardı ve bunlar yabancılar tarafından işletiliyordu.
Osmanlı tıbbında bir dönüm noktası olan Mekteb-i Tıbbiye-yi
Şahane’nin açılmasından sonra, askeri eczacı yetiştirmek için bu okulun içinde
bir eczacı sınıfı açılmıştır. Bunu, Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye içinde 1873’te
açılan eczacı sınıfı izlemiştir. Modernleşme döneminde, hekimler, cerrahlar,
kehhaller, kırık-çıkıkçılar vb. sağlıkçılar dükkânlarında ilaç satmayı
sürdürmüşlerdir. Aktarlar, kökçüler, meşrubat esnafı, macuncular, berberler,
sabuncular, kürkçüler, helvacılar ve kahveciler kendi hazırladıkları karışımları
ilaç olarak satmaktaydılar. Ondokuzuncu yüzyılda Osmanlı eczacıları, bir
taraftan eczacılık mesleğini geliştirmek için çalışırken, diğer taraftan,
Osmanlıların yüzyıllar boyunca ilaç almak ve tedavi olmak için başvurdukları
cahil ve diplomasız sağlıkçılar ile mücadele etmekteydiler. Yanlış ilaç
uygulamaları neticesinde ölüm vakalarının sayıca yükselmesiyle birlikte,
Osmanlı hükümeti, ilaç satışını düzenlemek, diploması olmayan kişilerin ilaç
satışını önlemek ve piyasayı kontrol etmek için nizamnameler çıkarmaya
başlamıştır. Bu makalede, cahil sağlıkçıların ondokuzuncu yüzyılda Osmanlı
şehirlerinde sebep olduğu bazı ölüm vakaları tanıtıldıktan sonra, halk sağlığına
zarar veren bu tip uygulamaları engellemek için alınan tedbirler incelenecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Asuman Baytop Armağanı Cilt: 11 Sayı: 1-2 |