The limitation and control of the drug trade, apothecaries and pharmacies,
considering their direct influences on human health, has always been a major
concern. In Turkey, pharmacists were initially regarded as class of tradesmen,
and their numbers were limited by enforcement of an Ottoman regime of
warrants (gedik). Pharmaceutics was accepted as an independent occupation under the legislation called ‘The Administrative Regulations of Pharmaceutics
in Ottoman Empire’ (Nizamname-i Eczacıyan-ı Der Memalik-i Osmaniye)
passed on 17th May 1852, and only those who had a diploma of pharmaceutics
were entitled to serve. On 2nd February 1861, the limitations on setting up
chemist shops (eczahane) were rescinded and ‘gediks’ deregulated under a new
legislation called ‘The Regulations on the Practice of Pharmaceutics in Urban
Districts’ (Beledî İspençiyarlık Sanatının İcrasına Dair Nizamname). Moreover,
in 1916, pharmacies were categorized into three groups, private pharmacies,
municipal pharmacies, and pharmacies of private hospitals by a law called ‘The
General Directive for Pharmacies’ (Alelumum Eczahaneler Talimatnamesi). A
governmental decree was issued on 1st July 1922, but could not be brought into
operation because of the abolishment of the Ottoman rule on the 1st November
1922.
During the early years of the Turkish Republic the number of pharmacies
was limited in accordance with the population of the region by ‘The Pharmacies
and Pharmacists Law no.964’ of 1927. According to this law, which was
intended to distribute the pharmacies evenly over the country, only one
pharmacy could be opened in a town with a population of ten thousand
residents. An additional law to the Pharmacies and Pharmacists Law No.5320
was passed on 7th February 1949, allowing those pharmacists serving in
underprivileged regions for 5 years to move their pharmacies to any other
locality. The Pharmacies and Pharmacists Law no.6197 of 1953 abolished all
restrictions on setting up pharmacies.
İnsan hayatını do
ğrudan ilgilendiren eczacılık mesle
ğinin ve ilaç
ticaretinin denetlenmesi, kontrol altına alınması, toplum sa
ğlığını ilgilendiren en
önemli meselelerin başında gelmiştir. Eczaneler, Osmanlı Devleti Döneminde,
esnaf olarak kabul edilmiş ve “Gedik” uygulamasıyla sayıları
sınırlandırılmıştır. Eczacılık, 17 Mayıs 1852 tarihinde çıkarılan “Nizamname-i
Eczacıyan-ı Der Memalik-i Osmaniye” ile ba
ğımsız bir meslek olarak kabul
edilmiş, diplomasız kişilerin eczane açması yasaklanmıştır. 2
Şubat 1861
tarihinde çıkarılan “Beledî
İspençiyarlık Sanatının
İcrasına Dair Nizamname”
ile eczane gedikleri kaldırılarak, eczane açmak serbest bırakılmıştır. 1916
yılında çıkarılan “Alelumum Eczahaneler Talimatnamesi” ile eczaneler, ticari
eczaneler, belediye eczaneleri ve özel hastane eczaneleri almak üzere üç kısma
ayrılmıştır. 1 Temmuz 1922 tarihinde yürürlü
ğe giren “Eczacılar ve
Eczahaneler Hakkında Kararname”, 1 Kasım 1922 tarihinde saltanatın
kaldırılması nedeniyle, uygulanamamıştır. Cumhuriyet Döneminde kabul edilen
1927 tarih ve 964 sayılı “Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun” ile
eczanelerin sayıları, nüfusa göre sınırlandırılmıştır. On bin nüfusu olan yere bir
eczane açılmasına izin verilmiştir. Bu şekilde eczanelerin ülke geneline
yayılması amaçlanmıştır. 7
Şubat 1949 tarihinde çıkarılan “5320 Sayılı
Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Kanuna Bir Madde Eklenmesi Hakkında
Kanun” ile eczanesi bulunmayan yerlerde beş yıl eczane işletenlere, istedikleri
yerde eczane açma hakkı tanınmıştır. 1953 yılında kabul edilen 6197 Sayılı
Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun ile de eczane sayısının
sınırlandırılmasına ilişkin yasaklar tamamen kaldırılmıştır
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2008 |
Published in Issue | Year 2008 Volume: 10 Issue: 1 |