Problematic social network use is a trouble about a person’s failure at self-control over the impulse to join social networks or resisting that impulse. This trouble leads to social, psychological, and physiological problems. The present study was conducted in order to assess the effects of extraversion, frequency of social network use, and gender on problematic use of social networks among university students. A hundred and fifty-eight students studying at a state university in the spring term of 2017-2018 academic year participated in the study. The Scale for Problematic Use of Social Network, extraversion dimension of the Five Factor Inventory, and the Scale for Frequency of Social Network Use were employed in gathering the data. According to the results of multiple linear regression analysis, the model comprising of extraversion, frequency of social network use, and gender explains significantly 6.4% of problematic use of social networks. Thus, it was detected that the frequency of social network use is a significant predictor to problematic use of social networks. However, it was found that neither extraversion nor gender is a significant predictor to problematic use of social networks. It was also found that the frequency of problematic social network use had less impact than expected on social network use; therefore, it can be said that there are some other factors affecting problematic social network use. Furthermore, it was found that the gender is not a risk factor on problematic social network use. Although there is a slight positive correlation between extraversion and problematic social network use, extraversion does not have a significant effect on problematic social network use. This result was that extroverts use social network due to the fear of missing important events, but they prefer face-to-face communication to satisfy their social desires.
Problemli sosyal ağ kullanımı, kişinin sosyal ağlara katılma güdüsüne karşı kendini kontrol edememesi ile ilgili bir sorundur. Bu sorun, kişide sosyal, psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıkların yaşanmasına neden olmaktadır. Bu çalışma; dışadönüklük, sosyal ağları kullanma sıklığı ve cinsiyetin üniversite öğrencileri arasında problemli sosyal ağ kullanımına etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmaya 2017 - 2018 öğretim yılı bahar döneminde bir devlet üniversitesinde okuyan 258 öğrenci katılmıştır. Verilerin toplanmasında Problemli Sosyal Ağ Kullanım Ölçeği, Beş Faktör Envanteri’nin dışadönüklük faktörü ve Sosyal Ağları Kullanma Sıklığı Ölçeği kullanılmıştır. Çoklu doğrusal regresyon analizi sonuçlarına göre dışadönüklük, sosyal ağları kullanma sıklığı ve cinsiyetten oluşan model, problemli sosyal ağ kullanımındaki değişimin %6.4’ünü anlamlı olarak açıklamıştır. Araştırmada sosyal ağları kullanma sıklığının problemli sosyal ağ kullanımında anlamlı bir yordayıcı olduğu belirlenmiştir. Buna karşın, dışadönüklük ile cinsiyetin, üniversite öğrencilerinde problemli sosyal ağ kullanımının anlamlı yordayıcıları olmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara dayalı olarak sosyal ağları kullanma sıklığının problemli sosyal ağ kullanımı üzerinde beklenenden daha düşük düzeyde bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Dolayısıyla problemli sosyal ağ kullanımı üzerinde kullanım sıklığı dışında başka faktörlerin de etkili olduğu söylenebilir. Ayrıca üniversite öğrencilerinde cinsiyetin problemli sosyal ağ kullanımı açısından bir risk faktörü olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada dışadönüklük ile sosyal ağları kullanma sıklığı arasında pozitif yönde, düşük düzeyde ve anlamlı bir ilişki olmasına rağmen dışadönüklüğün problemli sosyal ağ kullanımı üzerinde etkili olmadığı belirlenmiştir. Bu sonuç; dışadönüklerin merak ve heyecan verici gelişmeleri kaçırma korkusu gibi kişilik özellikleri nedeniyle sosyal ağları amaçları doğrultusunda sık kullandıkları ancak sosyal doyum sağlamak için yüz yüze etkileşimi tercih ettikleri şeklinde değerlendirilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 28, 2019 |
Submission Date | August 14, 2018 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 39 Issue: 1 |
Psikoloji Çalışmaları / Studies In Psychology / ISSN- 1304-4680