-
Yoksulluk veya gelir adaletsizliginin insan haklariyla iliskisi büyük; ancak bu iliskinin kabulü
de, insan haklarinin, özellikle sosyo-ekonomik haklarin kendisi de sorunlu. Bu nedenle
üzerinde çok konusulan ve farkli fikirlerin ortaya çiktigi bir alanla karsilasmaktayiz. Bu yazi
çerçevesinde, bu konuda ortaya çikan tartismalara, yaklasimlar ve sorunlara deginmeye
çalistim. Ancak yoksulluk gibi hem çok yaygin hem de iyi tanimlanmamis bir sorun
karsisinda bu tartismalarin sinirlari oldugu da ortada. En önemli sinirlama da, yoksullukla
ilgili tartismalarin çogunda bugünkü ekonomik sistem ve politikalarla iliski kurulmamasiyla
ilgili. Küresellesme sürecinde bir yanda zenginlik öte yanda yoksullugun artmasi gibi bir olgu
ile karsilasilmasi, yoksullugun uluslararasi kuruluslarca yeniden “kesfedilmesine” yol açiyor;
ancak genellikle bu büyük derdin neo-liberal politikalar ve küresellesen kapitalizm gibi
sisteme iliskin bir sorun olarak görülmemesi de terc ih ediliyor. Böyle olunca çare de “insani
yardim” oluyor. Hatta sorunu insan haklarina baglayanlar iç in de, ciliz uluslararasi
yardimlarin artmasi meselesi gündeme kaplamakta. Özetle bu makalede, yoksullugun en basta
günümüzdeki egemen sistemin neden oldugu bir küresel ekonomik adaletsizlik oldugunu ve
sistem elestirileriyle birlikte düsünülmediginde sorunu tanimlamanin da, çözümlemenin de
mümkün görünmedigini vurgulamaya çalistim. Günümüzün egemen anlayisinin henüz bu
noktaya gelmekten uzak kaldigi gibi bir gerçek karsisinda, sorunu bu çerçevede tartismanin
önemi de büyük.
Yoksulluk Neoliberal Politikalar Küreselleşen Kapitalizm Sosyal Haklar İnsani Yardım.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Ekim 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Sayı: 42 |