After the fall of the Ottoman Empire, Iraq policy developed into a division axis that can be classified as Shia, Sunni, Arab and Kurdish. In this respect, making up the majority of the population, Shias have suffered from serious oppression and injustice for long years in Ba’ath regime. Having failed to evade the accusation of spying for Iran by Ba’ath regime for years, Iraq Shias have become the most important player in Iraq policy after the fall of Ba’ath regime. However it has always been a question mark whether Iraqi Shias will adopt an Iranoriented policy or Western-oriented policy given that they were divided into two groups as secular and religious. Losing Iraqi Shia community means leaving oil basins of Persian Gulf to Iran, which is a great loss for the West. It is, on the other hand, impossible for Shias with strong religious beliefs to break their close relations with Iran. Accordingly, this study aims to analyze political situation and rising influence of Shias while also dwelling on the role of 2003 US invasion in this situation. In the light of afore-cited info, the first chapter makes a general analysis on Iraq and Shiism
Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Irak siyaseti Şii, Sünni, Arap ve Kürt olarak sınıflanabilecek etnik ve mezhepsel grupların etkisinde gelişmiştir. Bu noktada Irak’ta nüfusun çoğunluğunu oluşturan Şiiler uzun yıllar süren Baas rejimi sırasında ciddi baskı ve haksızlıklara uğramışlardır. Yıllar boyu Baas rejimi tarafından İran casusluğu ile itham edilen Irak Şiileri, Baas rejiminin düşmesinin ardından Irak siyasetinin en etkili oyuncusu haline gelmişlerdir. Fakat Irak Şiilerinin kendi aralarında laik ve dindar olarak iki gruba ayrılmış olmaları sebebiyle İran eksenli bir politika mı izleyecekleri yoksa Batı ekseninde bir politika mı takip edecekleri sorusu hep gündemde kalmıştır. Batı açısından kaybedilmiş bir Irak Şii topluluğu Irak’ın güneyinin ve doğal olarak Basra petrol havzalarının İran’a terk edilmesi anlamına gelmektedir. Böyle bir durum ise Batı açısından büyük bir kayıp demektir. Diğer taraftan güçlü dini duygulara sahip Şiilerin İran’la yakın ilişkilerini bozmaları da söz konusu olamamaktadır. Bu amaçla Şiilerin siyasi durumları ve yükselen etkileri incelenmeye çalışılırken bu durumun oluşmasında 2003’te başlayan ABD işgalinin etkisinin ne derece olduğu da ortaya konmaya çalışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 16, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 1 Issue: 2 |