Bu çalışmada, zehirlenme belirtisi gösteren 56 metalürji işçisine ait veriler değerlendirilmiştir. Kan kurşun düzeyleri 40 µg/dL’den yukarı olan 51 hastaya kalsiyum disodyum etilendiamin tetraasetat (CaNa2EDTA) ile şelasyon tedavisi uygulanmıştır. Metal düzeyleri Atomik absorbsiyon spektroskopisi, idrar delta-aminolevulinik asit düzeyleri ise spektroskopik yöntemle belirlenmiştir. Hastaların ortalama kan kurşun düzeyleri 57.52±15.43 µg/dL, idrar kurşun düzeyleri 61.87±41.41 µg/dL ve idrar deltaaminolevulinik asit düzeyleri 17.18±15.91 mg/L olarak belirlenmiştir. Kan kurşun düzeyi 40 µg/dL den yukarı olan hastalara dört gün boyunca 10 mg/kg/günde intravenöz CaNa2EDTA ile şelasyon tedavisi uygulanmıştır. İlk tedavi kesildikten 3 gün sonra kan kurşun, idrar kurşun ve idrar delta-aminolevulinik asit düzeyleri tekrar ölçülmüş ve sırasıyla 43.76±1.,74 µg/dL, 59.53±39.22 µg/dL ve 15.64±16.81 mg/L bulunmuştur. Bu sonuçlara göre kişilerin ilk yatış ve tedavi sonrası kan kurşun düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur (p<0.001). Kan kuşun düzeyleri dikkate alınarak şelasyon tedavisine devam edildi. Uygulanan her şelasyon tedavisi sonrası elde edilen veriler arasındaki fark istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur, başlangıç kan kurşun düzeyleri yakın olduğu halde farklı sayıda şelasyon kürü gereken işçilerin bulunması maruziyet durumunda genetik farklılığın da araştırılması gereken bir faktör olabileceğini düşündürmüştür. Ayrıca bir iş yerinde bu kadar büyük sayıda kronik zehirlenmenin ortaya çıkması, ülkemizde iş yerlerinde maruziyetten korunma için ilgililerin ve çalışanların bilinçlendirilmesi gereksinimini ortaya koymaktadır
In this study, the data belonging to 56 metallurgy workers, showing poisoning symptoms have been evaluated. On 51 patients, blood lead concentrations were more than 40 µg/dL, have been treated with chelation therapy using calcium disodium ethylenediamine tetraacetate. Metal levels have been detected by Atomic Absorption Spectroscopy and urine delta-aminolevulinic acid levels have been studied with spectroscopic methods. Average blood lead levels of the patients were 57.52±15.43 µg/dL, average urine lead levels were 61.87 ± 41.41 µg/dL and urine delta-aminolevulinic acid levels were 17.18±15.91 mg/L. During four days, daily 10 mg/kg intravenous CaNa2EDTA chelation therapy was given to the patients having more than 40 µg/dL blood lead concentrations. Three days after giving up the first therapy, blood lead, urine lead and urine delta-aminolevulinic acid levels were measured and found their values as 43.76±10.74 µg/dL, 59.53±39.22 µg/dL and 15.64±16.81 mg/L, respectively. According to these results, blood lead levels of the patients between first admission to hospital and after therapy were statistically significant (p<0.001). It was continued to the chelation therapy by taking into consideration the blood lead levels. Differences between the obtained data after applied each chelation therapy have been found statistically significant. The data belonging to workers, blood lead levels are above the limits, and after being administered CaNa2EDTA chelation therapy have been evaluated. Consequently, although initial blood lead levels were close to each other, it is showed that it should be investigated genetics differences as a factor in the state of exposure due to the fact workers requiring different chelation cures. Moreover, the fact that there are coming into existence great number of chronic poisoning in a workplace shows the importance of raising awareness for authorities and workers about protecting from exposure in the workplaces of our country
Other ID | JA26YK43AB |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2009 |
Submission Date | March 1, 2009 |
Published in Issue | Year 2009 |
Kapsam ve Amaç
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dergisi, açık erişim, hakemli bir dergi olup Türkçe veya İngilizce olarak farmasötik bilimler alanındaki önemli gelişmeleri içeren orijinal araştırmalar, derlemeler ve kısa bildiriler için uluslararası bir yayım ortamıdır. Bilimsel toplantılarda sunulan bildiriler supleman özel sayısı olarak dergide yayımlanabilir. Ayrıca, tüm farmasötik alandaki gelecek ve önceki ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılar ile sosyal aktiviteleri içerir.