Abstract
Etnofarmakolojik bilgi, hem geleneksel sağlık sistemleri hem de tıbbın gelecekteki gelişimi için önemli bir unsurdur.Günümüzde biyoçeşitliliği zengin ülkeler, kendi biyolojik kaynaklarını ilaç olarak kullanma bilgisine sahip yerli kültürler ile tıbbi bitkiler ve geleneksel bilgiler aracılığıyla yeni ilaçlar keşfetmeyi hedefleyen şirketler ortak çıkarlar paydasında buluşma yolundadırlar.Bitkilerin yeni ilaçların geliştirilmesindeki değeri gittikçe daha yaygın bir şekilde kabul edilmektedir ve bunların kullanımı ile ilgili”fikri haklar”dünya çapında tartışılmaktadır. Rio’da 1992’de imzalanan “Biyoçeşitlilik Sözleşmesi” (BS), tüm sağlık sistemlerinin temelini teşkil eden biyolojik kaynaklar yanında, yerel halkın ve yerel bilginin korunması ile ilgili çalışmaları da kapsamaktadır.Bu nedenle, yerli halkın kendi kaynakları ve kendi bilgileri üzerindeki haklarının korunması tüm çağdaş korumacılık yaklaşımlarının önemli bir öğesidir. Çoğu yerli topluluk için kullanabilme hakkı uzak görünse de, genel olarak fikri mülkiyet hakları, pek çok ülkedeki patent sistemleri kapsamında korunmaktadır.Bu makalede konu ile ilgili güncel ve gelecekle ilgili bakış açıları tartışılmaktadır