According to the International Organization for Migration's (IOM) World Migration Report 2022, Turkey is hosting the most crowded refugee population, with a number of 3.6 million refugees all over the world. In the early years of human movement from Syria, the basic needs of Syrians were met in the temporary accommodation centers. However, after 11 years, the number of refugees living outside the camps is much higher, and this is where NGOs come in. To help refugees outside the camps access basic rights and address their immediate needs, NGOs that were involved in AFAD's relief activities in the camps from the start of the migration were crucial. This study examines how the state’s relationship with NGOs in Turkey affects the quality of refugee assistance and how these groups are involved in the state's response to mass migration and the formation of migration policy. In this context, the literature on the relationship of NGOs working in the field of migration with the state and the research reports of various NGOs on this topic together with academics are consulted. Studies show that the work of NGOs carrying out rights-based and service-based activities for refugees living outside the camps is influenced by their relations with the government and by whether they share the state's philanthropic approach. In this context, this article examines AFAD, the IBC International Blue Crescent Relief and Development Foundation, and the Tarlabaşı Community Center, which works with refugees, and attempts to show the impact of state-NGO relations on the activities of these NGOs. The study is significant because it demonstrates how important it is for NGOs to fill gaps in the field of migration and how crucial they are to both the integration of migrants and the development of the host society's perceptions of migrants.
Migration Syrians Civil Society Democracy NGO-Migration Relationship NGO-State Relationship
Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) 2022 Dünya Göç Raporu’na göre Türkiye 3.6 milyon ile dünyadaki en kalabalık mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaktadır (IOM, 2021:46). 2011 yılında Suriye’den gelen kitlesel göçün ilk dönemlerinde sığınmacıların acil ihtiyaçları geçici barınma merkezlerinde giderilmeye çalışılmıştır. Başlangıçta merkezlerin sayısı 10 ilde 26 iken günümüzde 5 ilde 7’ye düşmüştür (AFAD, 2016: 13). 3.6 milyon geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin 48.796’sı bu merkezlerde barınmaktadır (Göç İdaresi Başkanlığı, 2022). Sivil toplum kuruluşlarının (STK) desteği, geçici barınma merkezleri dışına çıkıldıkça Suriyeliler için hayati önem kazanmaktadır. Kitlesel hareketliliğin başlangıcından itibaren barınma merkezlerinde Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) aracılığıyla yürütülen yardım faaliyetlerine katılan STK’lar, merkezler dışında kalan Suriyelilerin temel haklara erişimlerinde ve acil ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli görevler üstlenmiştir. Bu çalışmada, Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının devletle olan ilişkisinin Suriyelilere yapılan yardımların niteliğine etkisi ve kitlesel göçe Türkiye’nin verdiği tepkide, göç politikalarının oluşturulmasında STK’ların rolü incelenmektedir. Bu bağlamda, göç alanında çalışan STK’ların devlet ile ilişkisine dair literatürden ve çeşitli STK’ların akademisyenlerle birlikte konu ile ilgili yapmış olduğu araştırmalardan yararlanılmıştır. Yapılan araştırmalar geçici barınma merkezleri dışında yaşayan Suriyelilere yönelik hak ve hizmet temelli faaliyetleri bulunan STK’ların çalışmaları, devletle olan ilişkilerine ve devletin hayırseverlik/yardım yaklaşımını benimseme durumlarına göre değiştiğini göstermektedir. Bu makalede, Suriyelilerle çalışan AFAD, Uluslararası Mavi Hilal Vakfı (IBC) ve Tarlabaşı Toplum Merkezi incelenerek, Devlet-STK ilişkisinin söz konusu STK’ların faaliyetlerine etkisi değerlendirilecektir. Çalışma STK’ların göç alanında doldurduğu boşluğun, devletin göç politikalarında önemli bir yerinin olduğunu göstermesi ve STK’ların üstlenmiş olduğu rolün, göçmenlerin entegrasyonunda, yaşadıkları toplumun göçmenlere yönelik algılarının şekillenmesinde etkili olduğunun anlaşılması açısından önemlidir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science, International Relations |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | August 21, 2022 |
Publication Date | August 31, 2022 |
Submission Date | July 28, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 5 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial-ShareAlike 4.0 International