Minimal invaziv yaklaşım günümüzde, çürük kavitesine sahip olmayan demineralize mine ve dentin dokusunun maksimum düzeyde korunması ilkesi üzerine geliştirilmiştir. Bu amaçla çürük riski altındaki bireylerde demineralize lezyonlar kontrol edilerek zaman içerisinde gereken önlemler alınmaktadır. Bu nedenle lezyonların kavite oluşturmadan önce tanılarının konması söz konusudur. Klininik olarak çürük diagnozu; çürüğün belirlenmesi, riskin belirlenmesi, koruyucu stratejilerin belirlenmesi gibi kavramları içinde barındıran ve klinikte karar verebilmeyi kolaylaştıran önemli bir anahtardır. Geniş açıdan düşünüldüğünde diagnoz bir tedavi planlamasıdır. Çürük diagnozunda ideal metodun, non-invaziv, basit, güvenilir, geçerli, sensitiv ve spesifik, lezyonun boyutunun ve aktivitesinin ölçümünde güçlü, ölçümdeki dayanak noktasının çürük gelişimiyle ilgili biyolojik proses olması gerektiğini bildirmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Review Articles |
Authors | |
Publication Date | May 16, 2012 |
Published in Issue | Year 2005 Volume: 39 Issue: 3-4 |