Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne ekonomik anlamda olumsuz bir miras kalmıştı. Düyun-u Umumiye’nin kontrolünde olan ekonomik yapı inhisarlar sisteminin kötü niyetli kullanımına yol açtı. Malın sınırlı tutularak yüksek fiyatlara satılmasını esas alan bu anlayış kaçakçılığın artmasına sebep olmuştu. Ekonomik çöküş beraberinde ahlaki çöküşe de sebep olmuştu. Osmanlı toplumu kaçakçılığı Düyun-u Umumiye’nin haksız uygulamalarına karşılık kendisine hak görmeye başlamıştı. Düyun-u Umumiye İdaresi’nde bulunan vergi kalemlerinden birisi de tuz ürünüydü. İdare tuz alanını geliştirmeyi değil vergilerini artırmayı hedef aldı. Kurtuluş Savaşı’nın başlamasıyla tuz vergisi artırılarak mali kaynaklar artırılmaya çalışıldı. Cumhuriyet İdaresi de ekonomik zorunluluklar sebebiyle tuzun üretim ve satışında inhisar sistemini benimsemek zorunda kaldı. Bununla birlikte Kemalist kadro tuz sanayisini modernleştirmeye çalıştığı gibi sağlık açısından önemli olan tuz fiyatlarını da süreç içerisinde düşürmeye başlamıştı. Bu çalışma tuz gibi temel bir tüketim maddesinin tek parti döneminde neden tekel kapsamına alındığını ve bu uygulama sayesinde ne gibi kazanımlar elde edildiğini ortaya koyabilmeyi amaçlamaktadır. Buna ek olarak tek parti döneminde uygulanan inhisar sisteminin Osmanlı Devleti zamanında uygulanan inhisar sisteminden nasıl farklılaştığını gözler önüne serecektir. Bu çalışma ana hatlarıyla TBMM zabıt cerideleri, arşiv belgeleri, resmî gazete, ilgili mevzuat ve dönemin süreli yayınlarına dayandırılmaktadır.
There was a negative economic legacy from the Ottoman Empire to the Turkish Republic. The economic structure under the control of the Düyun-u Umumiye led to the malicious use of the monopoly system. This understanding, which was based on the limited sale of goods at high prices, led to an increase in smuggling. The economic collapse also led to moral collapse. Ottoman society started to feel entitled to smuggling in response to the unfair practices of the Düyun-u Umumiye. One of the tax items in the Düyun-u Umumiye Administration was salt product. The administration aimed not to develop the salt field but to increase its taxes. With the start of the War of Independence, an attempt was made to increase financial resources by increasing the salt tax. The Republic Administration had to adopt the monopoly system in the production and sale of salt due to economic necessities. However, the Kemalist staff tried to modernize the salt industry and began to reduce the prices of salt, which is important for health, in the process. This study aims to reveal why a basic consumer item such as salt was included in the monopoly during the single-party period and what kind of gains were achieved thanks to this practice. In addition, it will reveal how the monopoly system applied in the single-party period differs from the monopoly system applied during the Ottoman Empire. This study is mainly based on the minutes of the Grand National Assembly of Turkey, archival documents, the official newspaper, the relevant legislation and periodicals of the period.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | May 7, 2023 |
Publication Date | June 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 8 Issue: 1 |
JOEEP is published as two issues per year June and December and all publication policies and processes are conducted according to the international standards. JOEEP accepts and publishes the research articles in the fields of economics, political economy, fiscal economics, applied economics, business economics, labour economics and econometrics. JOEEP, without depending on any institution or organization, is a non-profit journal that has an International Editorial Board specialist on their fields. All “Publication Process” and “Writing Guidelines” are explained in the related title and it is expected from authors to Show a complete match to the rules. JOEEP is an open Access journal.