Objective: Our aim is to emphasize the efficacy of endoscopic endonasal approach in patients diagnosed as inverted papilloma with limited histopathologic data. Methods: Forty patients who had preoperative diagnosis of inverted papilloma in our clinics, and operated between October 2002 and May 2012 were retrospectively analyzed. These patients had undergone medial maxillectomies using endoscopic transnasal (n=38) or external lateral rhinotomy (n=2) approach. The purpose of preferring external approach for lateral rhinotomy was that one of the patients was diagnosed as epidermoid carcinoma, and the other patient had intense scar tissue due to the previous operation performed in another medical center with resultant distorted normal anatomic structure. Results: Mean age of 40 patients operated for the diagnosis of inverted papilloma was 54±9.43 (range 27 to 81) years. While the main complaint of the patients was nasal stuffiness, the other complaints were rhinorrhea, headache, postnasal drainage, olfactory problems, mass lesion protruding out from nasal cavities, sense of pressure, and pain on face, nosebleed, snoring, and dry mouth. Among 40 patients 55 different anatomic regions were affected, and in some patients the tumor was originated from 2 or 3 regions. Any problem was not encountered in 38 patients whom we operated using transnasal endoscopic method during an average postoperative follow-up period of 55.8 (range 2 to 112) months. Conclusion: Transnasal endoscopic surgery is an effective and safe method in selected cases with inverted papilloma.
Amaç: Amacımız seçilmiş ve sınırlı patolojiye sahip inverted papillom tanılı hastalarda endoskopik endonazal yaklaşımın etkinliğini vurgulamaktır. Yöntem: Kliniğimizde preoperatif olarak inverted papillom tanısı alan ve Ekim 2002 ile Mayıs 2012 tarihleri arasında opere olan 40 hasta retrospektif olarak incelendi. Bu hastaların 38'ine endoskopik transnazal yöntemle, 2 hastaya ise eksternal lateral rinotomi yaklaşımı ile mediyal maksillektomi uygulandı. Lateral rinotomi yöntemi ile eksternal yaklaşımın tercih edilme nedeni; hastaların 1 tanesinin epidermoid karsinom tanısı almış olması, diğerinin ise önceden başka bir merkezde geçirdiği ameliyata bağlı yoğun skar dokusunun bulunması ve daha önceki ameliyattan dolayı anatomik bütünlüğün bozulmuş olması idi. Bulgular: İnverted papillom tanısıyla cerrahi uygulanan 40 hastanın yaş ortalaması 54±9.43 yıl olup, en genç hasta 27 yaşında, en yaşlı hasta ise 81 yaşında idi. Hasta yakınmaları, başlıcası burun tıkanıklığı olmak üzere burun akıntısı, baş ağrısı, geniz akıntısı, koku alma problemleri, burun dışına çıkan kitle, yüzde basınç ve ağrı hissi, burun kanaması, horlama ve ağız kuruluğu olarak saptandı. Kırk hastada toplam 55 farklı anatomik bölge tutulmuş, bazı hastalarda tümör 2 veya 3 bölgeden köken almıştı. Transnazal endoskopik yöntemle ameliyat ettiğimiz 38 hastanın postoperatif 2-112 ay arası (ortalama 55.8 ay) izlemlerinde herhangi bir sorun ile karşılaşılmadı. Sonuç: Seçilmiş inverted papillom hastalarında transnazal endoskopik cerrahi etkili ve güvenli bir yöntemdir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 2 Issue: 2 |