Risk factors and prognostic assessments were examined, none exhibited as significant a correlation with incontinence as hysterectomy did. This finding underlines the complexity of incontinence as a multifactorial condition. Our study advocates for preoperative counseling on the potential risk of incontinence, especially for women considering hysterectomy. The development of comprehensive risk assessment tools incorporating surgical history is recommended to aid clinicians in predicting postoperative incontinence. This study investigated the outcomes of Transobturator Tape (TOT) surgery for incontinence. Researchers looked back at medical records (retrospective) and divided patients into two groups: those who only had TOT (73 patients) and those who had TOT with additional pelvic floor repair (178 patients). They carefully documented various patient details like age, weight, and medical history to understand if these factors influence the surgery's effectiveness affect incontinence. More women received combined TOT and pelvic reconstruction surgery, suggesting a preference for treating complex cases. The procedures had a low complication rate. Combined surgery resulted in slightly better perceived improvement. Patients with complications reported lower satisfaction. Other factors like childbirth history or marital status had minimal impact. The study identified a significant association between prior hysterectomy and increased risk of incontinence after TOT surgery. This study underscores the need for a nuanced understanding of urinary incontinence, emphasizing the significant role of surgical history, especially hysterectomy, in its development. It also calls for targeted rehabilitation programs and updated clinical practice guidelines to better manage and mitigate the risk of incontinence.
Risk faktörleri ve prognostik değerlendirmeler incelenmiş olup, hiçbirinin histerektomi kadar inkontinans ile anlamlı bir korelasyon göstermediği görülmüştür. Bu bulgu, inkontinansın çok faktörlü bir durum olarak karmaşıklığını vurgulamaktadır. Çalışmamız, özellikle histerektomi düşünen kadınlar için preoperatif dönemde inkontinans riskine yönelik danışmanlık verilmesini önermektedir. Ameliyat geçmişini içeren kapsamlı risk değerlendirme araçlarının geliştirilmesi, klinisyenlerin postoperatif inkontinansı tahmin etmelerine yardımcı olması amacıyla tavsiye edilmektedir. Bu çalışma, inkontinans tedavisinde Transobturator Bant (TOT) ameliyatının sonuçlarını incelemiştir. Araştırmacılar, tıbbi kayıtları geriye dönük olarak inceleyip hastaları iki gruba ayırmıştır: yalnızca TOT yapılan hastalar (73 hasta) ve TOT ile ek pelvik taban onarımı yapılan hastalar (178 hasta). Yaş, kilo ve tıbbi geçmiş gibi çeşitli hasta bilgilerini dikkatle belgeleyerek bu faktörlerin cerrahi etkinlik ve inkontinans üzerindeki etkisini anlamaya çalışmışlardır. Daha fazla kadının karmaşık vakaların tedavisinde tercih edilen bir yöntem olarak TOT ve pelvik rekonstrüksiyon kombinasyonunu aldığı görülmüştür. Prosedürlerde düşük bir komplikasyon oranı kaydedilmiştir. Kombine ameliyat, algılanan iyileşme oranını biraz daha yüksek seviyede tutmuştur. Komplikasyon yaşayan hastalar, memnuniyet oranının daha düşük olduğunu bildirmiştir. Doğum geçmişi veya medeni durum gibi diğer faktörlerin minimal etkisi gözlemlenmiştir. Çalışma, önceden histerektomi geçirmiş olmanın, TOT ameliyatı sonrası artan inkontinans riski ile önemli bir ilişki taşıdığını tespit etmiştir. Bu araştırma, cerrahi geçmişin, özellikle de histerektominin, üriner inkontinansın gelişimindeki önemli rolünü vurgulayarak, bu durumu daha iyi yönetmek ve riskini azaltmak için hedefe yönelik rehabilitasyon programları ve güncellenmiş klinik uygulama rehberlerinin gerekliliğine işaret etmektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Obstetrics and Gynocology Nursing |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | August 24, 2025 |
Submission Date | November 16, 2024 |
Acceptance Date | August 22, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 6 Issue: 2 |