Mutluluk İslam’da saadet terimiyle karşılanmakta ve varlığın iki boyutuna işaret etmektedir: Uhrevî ve dünyevî. Saadetin karşıtı, genel anlamıyla büyük bir sefalet ve bedbahtlığı ifade eden şekâvettir. Ahirete ilişkin boyutunda saadet, en yüksek noktası kendisini Allah’a iradi bir teslimiyette gösteren ve de bilinçli bir yaşam sürerek O’nun emir ve yasaklarına itaat edenlere vaat edilen Allah’ın cemalini görme ebedi huzur ve neşesini de içinde barındıran nihai mutluluğa işaret etmektedir. Durum böyle olunca, uhrevî âlemde saadetin içinde yaşadığımız dünyadaki saadetle üç açıdan çok yakın bir ilişkisi olduğunu görürüz: (1) Kendini bilgide ve sağlam bir karakterde gösteren nefse (benliğe) ilişkin yön, (2) Sağlık ve güvenlik gibi bedene ilişkin yön ve (3) Nefsin ve bedenin dışında kalan ve bu ikisinin mutluluğunu artıracak servet, vb. hususlara ilişkin yön.1 Bu yüzden, içinde yaşadığımız dünyada mutluluk sadece dünyevi yaşamla değil, kaynağı vahiy olan din tarafından yorumlanan ve yönlendirilen bir yaşamla da ilişkilidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | TERCÜMELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Ağustos 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 9 Sayı: 2 |
ISSN: 1309-2030 KADER Kelam Araştırmaları Dergisi