Ana dili Arapça olmayanların İslamiyet ile tanışmaları sonucunda ortaya çıkan nahiv ilmi, Arapça öğretiminin temel problemi haline gelmiştir. İlk zamanlarda üzerinde durulmasa da gün geçtikçe önemi artan lahn, gerek dil alimlerini gerekse diğer müslümanları son derece endişelendirmiş ve nahiv ilminin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Hicri 3. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülen bu ilim ile ilgili ilk çalışmalar Câhız ile başlamakla birlikte erken dönemlerde herkes tarafından kabul edilen bir tanımı bulunmamaktadır. Câhız’dan sonraki dönemlerde İbn Mada, İbn Hazm, el-Halef el-Ahmer, İbrahim Mustafa ve Şevki Dayf gibi dil alanında çalışmalar yapmış yetkin isimlerin nahiv ilmi ile uğraşması bu ilme farklı bir yön kazandırmıştır.Ülkemizdeki Arapça öğretimine baktığımızda İlahiyat Fakülteleri başta olmak üzere Arap dili öğretimi veren kurumların Osmanlı medreselerindeki metotlara ek yeni yöntemler geliştiremedikleri gözlemlenmektedir. Ortaya çıkışından bu yana çeşitli dönemlerde nahiv ilminin kolaylaştırılması adına yapılan çalışmalar sonucunda ortaya koyulan görüşler ve bunlardan çıkardığımız sonuçlarla çalışmamıza yön vermiş bulunmaktayız. Buna ek olarak çalışmamızda yer verdiğimiz, öğrenci ve öğretim elemanı görüşleri baz alınarak sunulan çözüm ve önerilerin alan için faydalı olacağını düşünmekteyiz
The science of nahiv, which emerged as a result of the introduction of Islam by non-native Arabic speakers, has become the main problem of Arabic teaching. Although it was not emphasized in the early days, the importance of the lahn, which increased day by day, worried both language scholars and other Muslims and caused the emergence of the science of nahiv. Although the first studies on this science, which is thought to have emerged in the 3rd century, started with Jahız, there is no definition accepted by everyone in the early periods. In the periods after Jahız, competent names such as Ibn Mada, Ibn Hazm, al-Halef al-Ahmer, Abraham Mustafa and Shewqi Dayf, who worked in the field of language, dealing with the science of nahiv gave this science a different direction. When we look at the Arabic education in our country, it is observed that the institutions that teach Arabic language, especially the Theology Faculties, could not develop new methods in addition to the methods in the Ottoman madrasahs. We have guided our work with the views put forward as a result of the studies made in order to facilitate the science of nahiv in various periods since its emergence and the results we have derived from them. In addition to this, we think that the solutions and suggestions presented in our study which are based on the opinions of students and lecturers will be beneficial for the field.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi / Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 27 Mayıs 2021 |
Kabul Tarihi | 17 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 6 Sayı: 11 |
Ulusal ve Uluslararası Alan İndeksleri
Kırıkkale Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi Kampüs, 71450 Yahşihan/Kırıkkale
E-posta: kalemnamedergi@gmail.com | e-ISSN: 2651-3595
Sosyal Medya Hesapları:
Twitter: @kalemnamedergi • Instagram: @kalemnamedergi