SSCB’nin dağılmasının ardından bağımsızlığını kazanan Türk Cumhu- riyetleri, Türkiye’nin ilgisinin Orta Asya ve Kafkaslar bölgesine yö- nelmesine neden olmuştur. Akrabalık bağları dolayısıyla başlayan ilişkiler bölge ülkelerinin zengin enerji kaynaklarına sahip olduğunun anlaşılmasıyla daha da gelişmiş ve kısa sürede bu enerji kaynaklarının uluslararası pazarlara taşınması hususu da gündeme gelmiştir. Bu çerçevede, Türkiye-Gürcistan sınırında yer alan ve sınır boyunca Aca- ra Özerk Bölgesi’nden Ermenistan’a kadar uzanan alanı kapsayan Ahıska’nın jeo-politik ehemmiyeti ön plana çıkmaktadır. Özellikle Türkiye’nin Ermenistan ile siyasi ilişkilerinin olmadığı hususu da göz önünde bulundurulduğunda ülkenin Kafkaslar üzerinden Orta Asya’ya erişimi açısından bölge son derece stratejik bir konumdadır. Halen fa- aliyette olan Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis- Erzurum Doğalgaz Boru Hattı ile Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı Ahıska topraklarından geçmekte olup, proje aşamasındaki Avrupa- Kafkasya-Asya Ulaşım Koridoru’nun da anılan bölgeden geçmesi plan- lamaktadır. Ancak tarihsel süreçte uygulanan göç ve asimilasyon poli- tikaları nedeniyle Ahıska Türklerinin anılan bölgedeki varlığı sona ermiş olup, göçe tabi tutulan Ahıskalılar halen büyük ölçüde Kafkas ve Orta Asya ülkerinin yanı sıra Rusya Federasyonu, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri’nde dağınık bir vaziyette yaşamlarını devam ettir- me mücadelesi vermektedirler. Diğer taraftan son yıllarda yaşanan gelişmeler sonucunda Ahıska Türkleri’nin tarihsel yurtlarına dönüş için bir umut ışığı belirmiş olup, bu umut kendisi için büyük bir önem arz eden iki bölge olan Kafkaslar ile Orta Asya’ya erişimde dar kori- dorlara mahkûm edilmek istenen Türkiye tarafından da desteklenme- lidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 15 Sayı: 58 |