Osmanlı Devleti’nde Müslüman halkın Lale Devri’nde kullanmaya başladığı matbaa, 19. yüzyıla gelindiğinde yaygın olarak kullanılan bir icat hâline gelmiştir. Buna paralel olarak Osmanlı Devleti’nde matbuat sayısında ciddi anlamda artış meydana gelmiştir. Ülkede matbuatın yaygınlaşması hâlinde zararlı, art niyetli, olumsuz, gerçek dışı yayınların ortaya çıkması kaçınılmaz olmuş ve devlet için kontrolün gerekli olduğu düşüncesini doğurmuştur. Çünkü yönetimin düşüncesine göre, devlete karşı olumsuz yayınlar ve İslam’a saldırı içeren yayınlar gibi birçok yayın halkın kafasını karıştırma durumu arz etmekteydi. 19. Yüzyılda bu yayınlar Osmanlı’nın yalnızca Anadolu topraklarında değil Mısır’da da yayımlanmıştır. Osmanlı Devleti’nin imtiyazlı bir eyaleti olan Mısır’da da ayrılıkçı kimselerin bu tarz muzır neşriyatı çokça yayınladığı görülmektedir. Bu konuda devletçe sansür yoluna gidilmiş gerekli görüldüğü durumlarda daha ciddi tedbirler de alınmıştır. Bu doğrultuda devlet, basın ve yayın sürecini denetlemek adına hukuksal ve kurumsal dayanaklar oluşturmuştur. Oluşturulan bu yasal zemin ve kurumlar yeni problemler ortaya çıktıkça zaman içerisinde sürekli yenilenmiştir. Muzır yayın yapanlar farklı yöntemlerle bu yayınlarını devletin tüm tedbirlere rağmen ülkeye sokma çabası içerisinde olmuşlardır. Devlet ortaya çıkan bu yayınları imha etme durumunda kalmıştır. Bu yöntemlerden bir tanesi de yayınları yakarak ortadan kaldırma girişimi olmuştur. Bu çalışma Mısır’da dönem içerisinde yayınlanan muzır yayınların içeriğini ve devletin genel olarak ülke içinde yayımlanan muzır yayınlara karşı aldığı tedbirleri incelemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 17 Sayı: 68 |