Günümüzde otomotiv sanayi yakıt maliyetlerinin düşürülmesi ve CO2 emisyonlarının azaltılması konusunda her geçen gün artan çevresel baskılar ve şirket politikaları ile karşı karşıyadır. Bu tür baskılar kompozit malzemenin var olan çelik ve alüminyum gibi malzemelerin yerine kullanılmasını ön plana çıkartmaktadır. Geleceğin otomobillerini şekillendirecek olan tek malzeme plastik olarak kabul edilmektedir. Bir araçta ortalama plastik kullanımı gelişmiş ülkelerde 120 kg iken, dünya genelinde 105 kg olup bu aracın toplam ağırlığının %10-12’sini teşkil etmektedir. Mühendislik ve ticari plastiklerin kullanımının artmasıyla petrol bazlı yakıta olan bağımlılık da azalmaktadır. Diğer tüm faktörler eşit olduğunda, bu durum ortalama bir otomobilin yakıt tüketimini 150,000 kilometrelik ömürde 750 litre oranında azaltmaktadır. Yapılan hesaplamalara göre tüketimdeki bu azalma, Batı Avrupa’da petrol tüketimini yılda 12 milyon ton ve CO2 emisyonunu ise yılda 30 milyon ton azaltacaktır. Kurumsal ortalama yakıt ekonomisi (CAFE) tahminlerine göre ise bir arabanın ağırlığının %10 oranında azaltılması ile yakıt tüketiminde yaklaşık %6-8 oranında tasarruf sağlanmaktadır.
Son yıllarda plastik esaslı kompozit malzemelerin üretiminde doğal lifler; düşük maliyet, düşük yoğunluk, yüksek spesifik direnç ve elastikiyet modülü, kolay yüzey modifikasyonu, kolay temin edilebilmesi, yenilenebilir ve biyo-bozunabilir olmalarından dolayı glass fiber ve karbon lifleri yerine güçlendirici madde olarak kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Bu yazıda doğal liflerin otomotiv sanayii açısından uygunluğu ve uygulama alanları irdelenmiştir.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | June 2, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 16 Issue: 1 |