Osmanlı Dönemi İslâm eğitim sisteminin temel kurumu olan medreseler fiziki şartları, mimarî özellikleri, programı ve temsil ettiği zihniyetle önemli gelişmeler göstermiştir. II. Abdülhamid döneminde medreseler geleneksel eğitimlerini sürdürürken, yeni gelişmelere kapılarını kapamışlardı. Osmanlı Devleti’nin klasik çağında fen bilimlerini de okutan medreseler, sadece din eğitimi veren kurumlar haline gelmişlerdi. Hatta din eğitimini de yenilememiş, taklit üzere kurulmuştu. Bununla beraber Osmanlının son döneminde medreseler ciddi eğitim krizleri yaşamaya başlamıştı.
Ülke genelinde olduğu gibi, Doğu Anadolu’da da ciddi eğitim sorunları yaşanıyordu. XX. yüzyılın başlarına gelindiğinde, halkın ve aşiretlerin Van’da yüksek eğitim veren kurumların eksikliği his edilmiş ve teşebbüse geçilmiştir.
Bediüzzaman Said Nursî, 5 Haziran 1911 Sultan V. Mehmed Reşad’ın Rumeli seyahatinde Şark vilayetlerini temsil eden heyetin içine dâhil olur. Sultan Reşad’a Doğu Anadolu’nun birtakım zararlı cereyanların önlenmesi için bir darü’l-fünûnun açılmasını teklif eder ve bu isteği padişah tarafından kabul edilir.
23 Haziran 1913’de Van’da temeli atılan Medresetü’z-Zehra, aynı tarihte Horhor Medresesi’nde eğitim-öğretime başlar. I. Dünya Savaşının çıkmasıyla cepheye giden Said Nursî, 1918’de esaretten dönmüştür. İşgal altında bulunan İstanbul’da İngilizlere karşı basın aracılığıyla ve yayınladığı bildirilerle amansız bir mücadele sergilemiştir. Nihayet Ankara Hükümetinin daveti üzerine, Ankara’ya gider. Burada resmi törenle karşılanan Said Nursî, milletvekillerine hitap etmiştir. 1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde böyle bir yüksek eğitim kurumunun Van’da açılmasını tekrar gündeme getirmiştir.
Van’da Medresetü’z-Zehra’nın açılması için 17 Şubat 1923’te teklif Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Teklifte Medresetü’z-Zehra’nın malî kaynakları ve Doğu Anadolu’da icra edeceği ahlakî, iktisadî ve asayiş açısından tesirleri vecîz bir şekilde ifade edilmiştir. Meclis Başkanı M. Kemal’in de aralarında bulunduğu yüz altmışaltı mebusun imzaladığı Van’da Medresetü’z-Zehra adıyla bir medresenin açılmasına dair sunulan kanun teklifi kabul edilmiştir.
1925’te tekrar gündeme gelen Medresetü’z-Zehra projesi rafa kaldırılmıştır. Demokrat Parti döneminde 1957’de tekrar gündeme gelen proje maalesef tahakkuk etmemiştir.
Madrasahs, which are the basic institutions of the Ottoman Period Islamic education system, have shown significant developments with their physical conditions, architectural features, program and the mentality they represent. II. During the reign of Abdulhamid, while madrasas continued their traditional education, they closed their doors to new developments. In the classical era of the Ottoman Empire, the madrasas, which also taught science, had become institutions that provided only religious education. He did not even renew his religious education, but was founded to imitate. However, in the last period of the Ottoman Empire, madrasas began to experience serious educational crises.
As in the rest of the country, there were serious educational problems in Eastern Anatolia. XX. By the beginning of the century, the lack of higher education institutions in Van was felt by the people and tribes and an attempt was made.
His Excellency Bediuzzaman Said Nursî participates in the delegation representing the Eastern provinces during Sultan Reşad's trip to Rumeli on June 5, 1911. He offers to Sultan Reşad to open a Daru'l-funûn in order to prevent some harmful currents in Eastern Anatolia, and this request is accepted by the sultan.
Medresetü'z-Zehra, the foundation of which was laid in Van on 23 June 1913, started education in Horhor Madrasah on the same date. Said Nursî, who went to the front with the outbreak of World War I, returned from captivity in 1918. He put up a relentless struggle against the British in occupied Istanbul, through the press and through the statements he published. Finally,
On February 17, 1923, a proposal was submitted to the Turkish Grand National Assembly for the opening of Medresetü'z-Zehra in Van. In the proposal, the financial resources of Medresetü'z-Zehra and its effects in terms of moral, economic and public order in Eastern Anatolia are expressed concisely. The law proposal for the opening of a madrasah called Medresetü'z-Zehra in Van, signed by one hundred and sixty-six deputies, including the Speaker of the Assembly M. Kemal, was accepted
The Medresetü'z-Zehra project, which came to the fore again in 1925, was shelved. The project, which came to the agenda again in 1957 during the Democratic Party period, unfortunately did not materialize.
Keywords: Medresetü'z-Zehra, Said Nursî, Van, Eastern Anatolia, Madrasa.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Turkish and Social Sciences Education (Diğer) |
Journal Section | Refereed Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | October 12, 2024 |
Acceptance Date | December 19, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 9 Issue: 18 |
Katre International Human Studies Journal is open access journal under the CC BY-NC license (Creative Commons Attribution 4.0 International License)
Based on a work at https://dergipark.org.tr/en/pub/katre
E-mail: katre@iikv.org