Bilişim sistemleri vasıtasıyla bir başkasının banka hesabındaki mevduat bakiyesinin bir başka hesaba aktarılmak suretiyle azaltılması, bu şekilde hesaba geçirilen bakiyenin kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın, Yargıtay’ın yerleşik içtihadında, nitelikli hırsızlık olarak değerlendirilmektedir. Yargıtay, burada, çalınan şeyin “kaydî para” olduğunu ileri sürmektedir. Oysa kaydî para, maddi bir cisim, taşınır bir mal (eşya) olmadığından ve üzerinde ‘alma’ fiili işlenemeyeceğinden hırsızlık suçunun maddî konusunu oluşturamaz. Banka bilişim sistemlerine hukuka aykırı olarak girme, dijital muhasebe kayıtlarını değiştirme ve gerçek olmayan mevduat bakiyesini kullanma fiillerinin, mer’i mevzuata göre nitelendirilmesi gerekmektedir. Söz konusu fiillerin gerçekleştirilebileceği çeşitli alternatifler de yapılacak incelemede göz önünde bulundurulmalıdır. Kanaatimizce, bilişim sistemleri vasıtasıyla bir başkasının banka hesabı bakiyesinin değiştirilmesi ve bu şekilde hesaba geçirilen bakiyenin kullanılması; bilişim sistemlerine girme (TCK m. 243/1), verileri değiştirerek menfaat sağlama (TCK m. 244/2, 3 ve 4), nitelikli hırsızlık (TCK m. 142/2-e) ve nitelikli dolandırıcılık (TCK m. 158/1-f) suçları bağlamında ele alınmalıdır. Ayrıca bilişim sistemi üzerinde tutulan banka muhasebe kayıtlarının değiştirilmesi, çevrimiçi bankacılık kanalıyla banka müşterisinin iradesine aykırı işlemlerin yapılması gibi fiilleri özel bir suç tipi hâline getiren ve bu yollarla elde edilen mevduat bakiyesinin kullanılmasını da cezayı ağırlaştıran nitelikli hâl olarak düzenleyen bir kanun hükmünün ihdası önerilmiştir. Bu değişiklik önerisi, kanunun açık ve anlaşılır olmasını sağlama ve mahkemelerin iş yükünün azaltılmasına katkı sunma amacı taşımaktadır.
kaydî para çevrimiçi bankacılık internet bankacılığı mobil bankacılık hırsızlık dolandırıcılık bilişim sistemleri
The act of grasping the balance in an individual's bank account, irrespective of the utilisation of the seized amount, is classified as qualified theft according to the established rulings of the Turkish Court of Cassation. The Turkish Court of Cassation has claimed that ' registered money' constitutes a stolen item. However, ‘registered money' is not a movable prosperity (a good) because it does not have a physical form, thus it cannot be taken and cannot be considered 'the material object' in the context of theft. Once this issue is recognised, it is essential to examine those actions in terms of the law in force: illicit entry to a bank's information technology system, alteration of digital bank accounts, and utilisation of altered amounts within a bank account. Additionally, various options for executing these acts must also be considered. As a result, illicit access to banking information technology systems, manipulation of financial data within these systems, and misuse of the altered amounts must be considered in accordance with crimes of 'illicit entry into information technology systems (TPC art. 243/1)', obtaining unlawful gain by altering data (TPC art. 244/2, 3 and 4) 'qualified theft (TPC art. 142/2-e)', and 'qualified fraud (TPC art. 158/1-f)'. Additionally, an amendment is recommended that targets a criminal act of illicit access and manipulation of banking information technology systems, including a specific qualified variant of this crime that mandates a stringent penalty if the altered amount in the account is exploited. This recommendation seeks to reduce the workload on the courts while ensuring that legislation is clear and comprehensible.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Criminal Law |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Submission Date | June 18, 2025 |
| Acceptance Date | December 11, 2025 |
| Early Pub Date | December 16, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Issue: Advanced Online Publication |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International