People have had to migrate for various reasons in the past and today. This situation has brought about many positive and negative changes. Because migration has paved the way for change and transformation in everything that belongs to humans. As a result, a weak group has always formed in society that needs legal, economic and social protection. For this reason, the phenomenon of migration has become an important issue waiting to be researched and solutions produced with its legal, political, economic, social and cultural dimensions. In order for these people, who are in a weak position due to migration, to benefit sufficiently from their basic human rights, many legal systems have adopted the idea of the rule of law and the principle of justice for all as a principle. In this study, we aim to reveal the freedom of immigrants to preserve their belief, worship, culture and language, based on the principle of preservation of religion, which is one of the five principles collected under the title of zarûriyyât-ı hamse in the fiqh corpus of Islamic law. Thus, we will have concluded that there is no obstacle for immigrants, who are generally weak in society, to benefit from freedom of belief, which is one of the fundamental rights generally accepted by Islamic law.
İnsanlar geçmişte ve günümüzde çeşitli sebeplerle göç etmek zorunda kalmıştır. Bu durum, olumlu-olumsuz birçok değişikliği beraberinde getirmiştir. Çünkü göç insana ait olan ne varsa tamamı üzerinde değişim ve dönüşüm yaşanmasına zemin hazırlamıştır. Bunun neticesinde toplumda daima hukuki, iktisadi ve sosyal açıdan korunmaya muhtaç zayıf bir kitle oluşmuştur. Bu sebeple göç hadisesi hukuki, siyasi, iktisadi, içtimai ve kültürel boyutlarıyla araştırılmayı ve çözümler üretilmeyi bekleyen önemli bir konu hâline gelmiştir. Göç nedeniyle zayıf konumda olan bu insanların temel insan haklarından yeterince istifade edebilmeleri için birçok hukuk sistemi, hukukun üstünlüğü ve herkes için adalet prensibi fikrini ilkesel olarak benimsemiştir. Biz de bu çalışmamızda İslâm hukukunun fıkıh külliyatında zarûriyyât-ı hamse başlığı altında toplanan beş esastan biri olan dinin muhafazası ilkesinden hareketle göçmenlerin inanç, ibadet, kültür ve dili muhafaza hürriyetini ortaya koymayı amaçlamaktayız. Böylece İslâm hukukunun genel olarak kabul ettiği temel haklardan biri olan inanç hürriyetinden, toplumda genelde zayıf olan göçmenlerin istifade etmesine bir engelin olmadığı sonucunu ortaya koymuş olacağız.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Law |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | October 26, 2024 |
Publication Date | October 30, 2024 |
Submission Date | April 27, 2024 |
Acceptance Date | August 11, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 4 Issue: 2 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International