Bu çalışma, Türkiye’de 2017 anayasa değişiklikleriyle geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar (DDK) üzerindeki etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Özellikle DDK’ların bağımsızlık ve özerklik düzeylerinde meydana gelen yapısal ve işlevsel değişimler analiz edilmiştir. Çalışmanın temel amacı, yeni yönetim modeli altında bu kurumların siyasal etkilerden bağımsız karar alabilme kapasitelerinin nasıl etkilendiğini ortaya koymaktır.
Araştırma, içerik analizi yöntemiyle on bir farklı DDK’nın yönetsel yapılanması, atama-usulleri, görev güvenceleri, yasama ve yürütme ile ilişkileri, mali kaynakları ve hesap verebilirlik mekanizmaları gibi temel göstergeler üzerinden karşılaştırmalı bir değerlendirme sunmaktadır. Elde edilen bulgular, DDK’ların hukuken bağımsız görünmelerine rağmen fiilen yürütmeye bağlılıklarının arttığını; özellikle atama ve bütçe süreçlerinde merkezileşmenin kurumsal özerkliği zayıflattığını göstermektedir.
Bu yönüyle çalışma, DDK’ların demokratik denetim, kamu yararı ve hukuk devleti ilkeleri açısından taşıdığı kritik rolü yeniden düşünmeye davet etmekte; sistem değişikliğinin yönetim pratiklerine yansıyan sonuçlarını kapsamlı biçimde ortaya koymaktadır. Araştırma hem kamu hukuku hem de kamu yönetimi literatürüne kurumsal bağımsızlık ve yönetişim ekseninde özgün bir katkı sunmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar Bağımsızlık Özerklik Kamu Yönetimi
This study examines the impact of the Presidential Government System, adopted in Türkiye through the 2017 constitutional amendments, on the independence and autonomy of regulatory and supervisory agencies (RSAs). The primary objective is to assess how the structural and functional transformation introduced by the new system has affected the ability of these institutions to make decisions free from political influence.
Using content analysis, the research conducts a comparative evaluation of eleven RSAs based on key indicators such as administrative structure, appointment and dismissal procedures, tenure security, relationships with the legislative and executive branches, financial resources, and accountability mechanisms. The findings reveal that although these agencies maintain a legal framework that emphasizes independence, their de facto dependence on the executive has intensified. In particular, centralized practices in appointments and budgetary control have significantly weakened their institutional autonomy.
This study contributes to a deeper understanding of how the centralization of executive power under the Presidential System has redefined the role and functioning of RSAs. It highlights the tension between administrative efficiency and democratic oversight, and questions the sustainability of institutional independence in a politically consolidated governance model. By situating RSAs within the broader context of the rule of law and good governance, the research offers an original and critical perspective to the literature on public law and administrative reform.
Presidential Government System Regulatory and Supervisory Agencies Institutional Independence Autonomy Public Administration
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Administrative Law, Public Law (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | October 10, 2025 |
Publication Date | October 19, 2025 |
Submission Date | June 30, 2025 |
Acceptance Date | October 10, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 5 Issue: 2 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International