Abstract
Baudrillard’ın bakış açısıyla Aydınlanmayı yaşamış Batı Avrupa toplumlarında gerçekliğin egemen olması 18. yüzyılla başlar ve 19. yüzyılın başında belirginleşerek 1960’ların sonuna kadar farklı tonlarda devam eder. Bugün ise bu toplumlar gerçeklik ilkesini yitirmişlerdir ve simülasyon evreninde yaşamaktadırlar. Simülasyon evreninde, tüm kavramların işlemselleşerek simülakra dönüşmesine rağmen sanki her şey eskisi gibi sürüp gitmekte, yaşayan bir kültür olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılmaktadır. Oysa bütün bunların hepsi simülasyon evreninde ölüdür ve kitle iletişim araçlarıyla sanki her şey eskisi gibi devam ediyor izlenimi verilerek gerçeğin yokluğu gizlenmektedir. Bu bağlamda çalışmamızın amacı Baudrillard’ın yaklaşımı doğrultusunda önce simülasyon kuramını ana hatlarıyla açıklamaktır. Sonrasında simülasyon evreninde insanın simülakra nasıl dönüştüğü ve bu dönüşümde kitle iletişim araçlarının nasıl bir etkisi olduğu irdelenerek gösterilmeye çalışılacaktır.