Hicrî dördüncü asrın ilk çeyreğinde ortaya çıkan Eş‘arîlik, İslâm tarihi boyunca hadis ulemasının büyük çoğunluğu tarafından kabul görmüş bir kelâm mezhebidir. Hadis tarihi açısından mühim sonuçlar doğuran bu vakıa, Eş‘arî mezhebine müntesip muhaddislerin kelâm ilmiyle olan alakasının hangi boyutlara ulaştığı sorusunu gündeme getirmektedir. Zira geleneksel ashâb-ı hadîs anlayışına göre bidat sayılan kelâm, Selef çizgisini temsil eden hadis âlimleri tarafından en ağır şekilde yerilmiş ve hadisin zıt kutbu olarak konumlandırılmıştır. Bu doğrultuda Eş‘arîlik de kelâm karşıtı ashâb-ı hadîs çevrelerinin hedefi olmaktan kurtulamamıştır. Fakat bu durum, Eş‘arî mezhebinin hadisçiler tarafından benimsenmesini ve kelâmla iştigal eden bir Eş‘arî hadisçiler zümresinin ortaya çıkmasını engelleyememiştir. Böylece hicrî dördüncü asırdan itibaren Eş‘arî kelâmı, tıpkı diğer İslâmî ilimler gibi, tahsil ve tedris faaliyetlerinin doğal bir parçası hâlini almaya başlamıştır. Eş‘arî mezhebinin en güçlü şekilde temsil edildiği bölgelerden olan Endülüs ve Mağrib coğrafyası, kelâmın hadis ulemasının ilmî hayatında ne şekilde yer edindiğinin tespiti için elverişli bir zemin sunmaktadır. Tarih boyunca hadis ilminde otorite sayılabilecek çok sayıda muhaddisin yetiştiği söz konusu coğrafyada hicrî beşinci ve altıncı asırda hayat süren meşhur hadis âlimleri, Eş‘arîliğe yönelik aidiyetleri ve kelâm ilmiyle ilgileri bakımından bu çalışmada ele alınmıştır. Araştırmaya konu edilen hadis âlimlerinin tahsil ve tedris hayatları incelenerek, onların Eş‘arî kimliklerini ön plana çıkartan ayrıntılar saptanmıştır. Eş‘arî geleneğin Batı İslâm coğrafyasındaki hadis âlimleri tarafından nasıl sahiplenildiği, Eş‘arî mezhebinin bu bölgede yayılması noktasında hadisçilerin ne gibi roller üstlendiği, kelâm tedrisinde hadis uleması tarafından en yaygın şekilde kullanılan kitapların neler olduğu ve kelâm eserlerinin hangi metotlarla okunup aktarıldığı gibi hususlara mevcut veriler çerçevesinde açıklık getirilmiştir. Neticede hicrî beşinci ve altıncı asrın Batı ilim havzasında, kelâm ilminin Eş‘arî hadisçilerden büyük bir rağbet gördüğü ve Eş‘arî kelâmına dair önemli metinlerin okunup okutulmak suretiyle muhaddisler arasında tedavülde kalmayı sürdürdüğü ortaya konulmuştur.
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur/It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited. Bu makale, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde 25.07.2023 tarihinde tamamlanan “Eş‘arî Hadis Ekolü” isimli doktora tezinden istifadeyle hazırlanmıştır.
Ash’arism, which emerged in the first quarter of the fourth century of Hijra, is a theological sect that has been accepted by the majority of hadith scholars throughout Islamic history. This fact, which has important consequences for the history of hadith, raises the question of the extent to which the hadith scholars belonging to the Ash’arite sect were interested in theology. This is because theology, which is considered an heretical innovation according to the traditional understanding of Ahl al-hadīth, was severely criticised by hadith scholars representing Salafī thought and positioned as the opposite pole of hadith. Accordingly, Ash’arism could not escape from being the target of the anti-theological Ahl al-hadīth. However, this did not prevent the adoption of the Ash’arite sect by hadith scholars and the emergence of a group of Ash’arite hadith scholars who engaged in theology. Thus, from the fourth century of Hijra, Ash’arite theology, like other Islamic sciences, became a natural part of education and teaching activities. Andalusia and the Maghrib, one of the regions where the Ash’arite sect was widespread, provide a favourable ground for determining the place of theology in the scholarly life of the hadith scholars. The famous hadith scholars who lived in this region in the fifth and sixth centuries of Hijra are analysed in this study in terms of their affiliation with Ash’arism and their interest in the science of kalām. By analysing the education and training lives of the hadith scholars subject to the research, the details that highlight their Ash’arite identities were determined. Issues such as how the Ash’arite tradition was inherited by hadith scholars in the Western Islamic region, what roles hadith scholars played in the spread of the Ash’arite sect in this region, which books were most widely used by hadith scholars in the study of kalām, and which methods were used to read and transmit theological texts are clarified within the framework of available data. As a result, it was revealed that in the Western Islamic world of the fifth and sixth centuries of Hijra, the science of kalām was in great demand among the Ash’arite hadith scholars and that important texts of Ash’arite theology remained in circulation among hadith scholars through reading and transmission.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 15 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 12 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 7 Sayı: 2 |
Kocaeli İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Kocaeli Journal of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International Licence.