Since early dates many works have been prepared in the type of tabaqat, which is one of the important writing styles of Islamic thought. The efforts of the traditionists (muhaddithun) draw attention to the works written since the eighth century. With the formation of the madhhabs, works in the genre of tabaqat began to be written by their followers. It should be said that the sects that are based on narration or that have a more dominant narrative aspect and continue their existence in the west of the Islamic world are more active in this field. Hanbalism has an important place among the sects that contribute to tabaqat literature. Undoubtedly, the first work that comes to mind when the Hanbali tabaqat is mentioned is Ibn Abi Yala’s (d. 526/1131) Tabaqat al-Hanabilah. This work, on which many concise and supplementary studies have been made, has gained this qualification because it is the first work that has survived among the Hanbali tabaqats. However, the discovering of Khallal’s (d. 311/923) work called Tabaqat Ashab al-Imam Ahmad bin Hanbal, mentioned in the sources, should be considered a remarkable innovation. The mentioned work of Khallal, which has a significant place in the historical development of the Hanbalism sect, draws attention as the first work among the sect’s tabaqats. The focus of this article is Khallal’s Tabaqat and its place in Islamic thought. Among the aims of the study is to reveal the importance and remarkable aspects of Khallal’s book among the tabaqat works written by Hanbali authors. It should be stated that the descriptive method was determined as the method while the targets of the research were being carried out. However, it should be noted that the idea-event connection and the time-space relationship are taken into account in the context of the general structure of the period and the conditions of the author. Khallal gives information about forty-nine names, most of whom lived in the 3rd century AH, in the second part of his work Tabaqat Ashab al-Imam Ahmad bin Hanbal, which has not been fully brought to the light. He refers to the generally positive information about the qualities of these names he mentions. Based on the information included in the author's Tabaqat, valuable information is reached about the characteristic features of the Hanbali sect. In the early period Hanbali authors wrote works in the type of mesail in which they recorded the questions they frequently asked their teacher Ahmad bin Hanbal and his answers to these questions. Khallal’s work contains information about the Hanbali mesail tradition that is not included in the sources. Likewise, there is information about Ahmad b. Hanbal’s life and the difficulties he experienced during the Mihna period. About the names Khallal included in his work, their closeness or distance to Ahmad b. Hanbal and the narrations they narrated from him shed light on the first century of the sect. From this point of view, while Ahmad b. Hanbal’s great students are determined, and the people who transport less from him and do not occupy an important place in the sect are also determined. The most striking subject that has been learned from this work of Khallal, which was brought out, is the relationship between Hanbalism and Sufism. While studies on this subject have reached two different opinions based on the relationship between them, the mentioned study of the author gives some clues about a distinction on this subject. There is significant information about the distinction between asceticism and mysticism in the work and, accordingly the Hanbali tradition of asceticism. The existence of a name described as abdal, who lived in the 3rd century AH, the use of the concept of asceticism, and the emphasis on the poor and simple life draws attention in this regard. In addition, the emphasis on the rule of al-amr bi al-maruf wal-nahy an al-munkar should also be evaluated in this context. The life of Ahmad b. Hanbal and Khallal, the names of the Hanbali sect described as “mutaqaddimin” and “muqillin”, the Hanbali mesail and asceticism tradition are among the leading subjects that are learned from Khallal’s work.
İslam düşüncesinin önemli yazım türlerinden biri olan tabakat türünde erken tarihlerden itibaren birçok eser hazırlanmıştır. II/VIII. yüzyıldan itibaren kaleme alınan eserlerde muhaddislerin çabası dikkat çekmektedir. Mezheplerin teşekkülüyle birlikte mezhep müntesipleri tarafından da tabakat türünde eserler yazılmaya başlanmıştır. Rivayet merkezli ya da rivayet yönü ağır basan ve İslam dünyasının batısında varlığını sürdüren mezheplerin bu alanda daha aktif olduğunu söylemek gerekir. Tabakat edebiyatına katkı sağlayan mezhepler arasında Hanbelîliğin önemli bir yeri bulunmaktadır. Hanbelî tabakatı denilince hiç şüphesiz akla gelen ilk eser, İbn Ebî Yaʿlâ’nın (öl. 526/1131) Tabakâtü’l-Hanâbile’sidir. Üzerine birçok muhtasar ve zeyl çalışması yapılan bu eser, Hanbelî mezhep tabakatları arasında günümüze ulaşan ilk çalışma olması nedeniyle bu vasfı kazanmıştır. Ancak Ebû Bekr Ahmed b. Muhammed b. Harun el-Hallâl’ın (öl. 311/923) kaynaklarda ismi geçen Tabakâtü ashâbi’l-imâm Ahmed b. Hanbel isimli çalışmasının gün yüzüne çıkarılması, kayda değer bir yenilik olarak kabul edilmelidir. Hanbelî mezhebinin tarihi gelişiminde önemli bir yer tutan Hallâl’ın zikredilen çalışması, mezhep tabakatları arasında ilk eser olması yönüyle dikkat çekmektedir. Bu makalenin üzerinde yoğunlaştığı konu, Hallâl’ın Tabakât’ı ve eserin İslam düşüncesindeki yeridir. Hanbelî müellifler tarafından yazılmış tabakat eserleri arasında Hallâl’ın kitabının önemini ve dikkat çeken yönlerini ortaya koymak çalışmanın amaçları arasında yer almaktadır. Araştırmanın hedefleri gerçekleştirilirken deskriptif/betimleyici yaklaşımın esas alınacağı ifade edilmelidir. Bununla birlikte dönemin genel yapısı ve müellifin içinde bulunduğu şartlar bağlamında fikir-hadise irtibatı ve zaman-mekan ilişkisinin dikkate alındığı belirtilmelidir. Hallâl, tamamı gün yüzüne çıkarılamayan Tabakâtü ashâbi’l-imâm Ahmed b. Hanbel adlı eserinin ikinci cüzünde birçoğu III/IX. yüzyılda yaşamış kırk dokuz isim hakkında bilgi vermektedir. O, zikrettiği bu isimlerin niteliklerine dair genellikle olumlu içeriğe sahip malumata değinmektedir. Müellifin Tabakât’ında yer verdiği bilgilerden hareketle Hanbelî mezhebinin karakteristik özelliklerine ilişkin kıymetli bilgilere ulaşılmaktadır. Hanbelî müelliflerin erken dönemde sıklıkla hocaları Ahmed b. Hanbel’e sordukları soruları ve bu sorulara Ahmed b. Hanbel’in verdiği cevapları kaydettikleri Mesâil türünde eser kaleme aldığı bilinir. Hallâl’ın eseri, Hanbelî mesâil geleneğine ilişkin kaynaklarda yer almayan bilgiler ihtiva etmektedir. Aynı şekilde eserde Ahmed b. Hanbel’in hayatı ve Mihne döneminde yaşadığı zorluklara dair de malumat yer almaktadır. Hallâl’ın eserinde yer verdiği isimler hakkında Ahmed b. Hanbel’e yakınlık, uzaklık ve ondan naklettiği rivayetlere ilişkin bilgi vermesi, mezhebin ilk yüzyılına ışık tutmaktadır. Buradan yola çıkarak Ahmed b. Hanbel’in büyük talebeleri tespit edilirken, ondan az sayıda nakilde bulunan ve mezhep içerisinde önemli bir yer işgal etmeyen şahıslar da belirlenmektedir. Hallâl’ın bu çalışmasıyla bilgi edinilen en dikkat çekici konu Hanbelîlik-tasavvuf ilişkisidir. Bu konu ile ilgili yapılan çalışmalar, aralarındaki ilişki temelinde iki farklı kanaate ulaşmışken, müellifin zikredilen çalışması, bu konuya ilişkin bir ayrıma dair bazı ipuçları vermektedir. Eserde zühd ile tasavvuf arasındaki ayrıma ve buna bağlı olarak Hanbelî zühd geleneğine ilişkin kayda değer bilgiler bulunmaktadır. III/IX. yüzyılda yaşamış abdal olarak nitelendirilen bir ismin varlığı, zühd kavramının kullanılması, fakir ve sade hayata yönelik vurgunun bulunması bu konuyla ilgili olarak dikkat çekmektedir. Ayrıca el-emr bi’l-maruf ve’n-nehy ani’l-münker kaidesine yönelik vurgu da bu konu özelinde değerlendirilmelidir. Ahmed b. Hanbel ve Hallâl’ın hayatı, Hanbelî mezhebinin “mütekaddimîn” ve “mukıllîn” olarak nitelendirilen isimleri, Hanbelî mesâil ve zühd geleneği Hallâl’ın eserinden hareketle bilgi sahibi olunan konuların başında gelmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religion, Society and Culture Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2022 |
Submission Date | January 28, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |