The main purpose of this research is to reveal the change in the family perception of young people who are in contact with any religious group and define themselves as religious due to the changing and transforming living conditions in various aspects. Therefore, the participant’s religiosity was not tested in this study, it was only aimed at revealing their ideas about marriage and family. Considering the purpose of the study, participants who grew up in a religious group or had a relationship with it (or were affiliated with a religious group) and accepted to have a religious identity were included in the study. In this context, it has been tried to determine what kind of marriage and spouse they want and what kind of family they want to establish, taking into account their religiosity. The results are discussed from various sociological perspectives, taking into account some acceptances of the religion of Islam. The study sample consists of a total of 250 young people, 125 females and 125 males, between the ages of 17-29, who are in contact with any religious group and define themselves as religious in Afyonkarahisar Province. The questionnaires for the study prepared by the researcher and were delivered to the participants and the results were analyzed and used scientifically. The analysis results show that, the majority of the participants who define themselves as religious are stuck in the religion-tradition and modernity triangle. The majority of the young people participating in the research are university youth. Therefore, every new environment in which young people participate in universities changes their feelings, thoughts and behaviors. The university environment provides young people with the opportunity to socialize in a more comprehensive and versatile environment. Every university student has a certain habitus and uses the social, cultural, economic and symbolic capital he has in every field he participates in. However, according to the rules of the field (game) in which they enter, young people may enter into a conflict with the capital they have and may question them. Moreover, it can try to live a life like everyone else, even by risking to compromise its capital. It can be said that most of the participants participating in our study have similarities with the youth type specified in the book "M Generation New Muslim Youth" written by Janmohammed (2018). The M Generation mentioned in the book is a youth who listens to pop music, dances, wears ripped trousers, prays and fasts. It is a youth that has both western culture (especially in clothing) and Islamic values. In other words, it carries traces of both cultures. As a result of the findings obtained in the research, it would not be wrong to say that the majority of theparticipants who participated in the research evolved towards the M Generation. For example, being a spouse obtained from the study was found to consider sexual marriages normal at 6.0%. The most striking result is “What do you think about same-sex marriages? Here are the answers we received to the question we asked. To this question, 85.6% (107) of the female participants said “I don't find it right, 9.6% (12) "must be respected", 4.0% (5) "I have no idea", 0.8% (1) gave answers as "other". On the other hand, 92.0% (115) of male participants “I do not find it right”, 2.4% (3) “must be respected”, 2.4% (3) “I have no opinion”, 3.2% 4 of them replied as “other”. The view of Islam on homosexuality is undeniably negative. However, the fact that 6% of young people who define themselves as religious and respect same-sex marriage is an issue that needs to be considered and investigated. This study aimed to reveal the phenomenon of the change and mixed and new identity types as a result, rather than to criticize the M Generation or the interviewees. In other words, it is aimed at determining the situation of the case. The data obtained from the research in general show that the family institution maintains its importance. The results of the research show that the desire to establish a family life and the excitement of being a parent have not been completely lost. 48.0% of the participants who stay away from marriage state that they do not work, 38.0% state that they are mostly students and do not look forward to getting married and starting a family for such reasons. It is possible to say that the opinions of young people who stay away from marriage, especially because they do not have economic independence, may change when these and similar problems are resolved. In addition, the fact that the perception and importance of the family institution are undergoing a significant transformation should not be ignored.
Bu araştırmanın temel amacı, çeşitli açılardan değişen ve dönüşen yaşam koşullarının, herhangi bir dini grupla bağı olan ve kendisini dindar olarak tanımlayan gençlerin aile algısında meydana getirmiş olduğu değişimi ortaya çıkarmaya çalışmaktır. Bundan dolayı katılımcıların dindarlıkları test edilmemiştir, sadece evlilik ve aile konusundaki fikirlerinin ortaya koyulması amaçlanmıştır. Amaç dikkate alınarak araştırmaya herhangi bir dini grupta yetişen veya ilişkisi olan (veya dini grupla bağlantısı olan) ve dindar bir kimliğinin olduğunu kabul eden katılımcılar dâhil edilmiştir. Bu bağlamda dindarlıkları göz önünde bulundurularak nasıl bir evlilik ve eş istedikleri, nasıl bir aile kurmak istedikleri saptanmaya çalışılmış ve elde edilen sonuçlar, İslam dininin bazı kabulleri dikkate alınarak sosyolojik olarak çeşitli açılardan tartışılmıştır. Araştırmanın örneklemini Afyonkarahisar İli’nde herhangi bir dini grupla irtibatı olan ve kendisini dindar olarak tanımlayan, 17-29 yaş aralığındaki 125 kadın, 125 erkek olmak üzere toplam 250 genç oluşturmaktadır. Araştırmacı tarafından hazırlanan anketler katılımcılara ulaştırılmış ve sonuçlar bilimsel bir şekilde analiz edilerek kullanılmıştır. Analizler sonucunda; kendisini dindar olarak tanımlayan katılımcıların büyük bir çoğunluğunun din-gelenek ve modernlik üçgeninde sıkışıp kaldığı tespit edilmiştir. Araştırmaya katılan katılımcıların büyük çoğunluğu, üniversite gençlerinden oluşmaktadır. Dolayısıyla gençlerin üniversitelerde katılmış oldukları her yeni ortam, onların duygu, düşünce ve davranışlarında da bir değişimi de beraberinde getirmektedir. Üniversite ortamı, gençlere daha geniş kapsamlı ve çok yönlü bir ortamda sosyalleşebilme imkânı sağlamaktadır. Her üniversite gencinin belli bir habitusu bulunmaktadır ve katıldığı her alanda sahip olduğu, sosyal, kültürel, ekonomik ve sembolik sermayesini kullanmaktadır. Fakat gençler, girdikleri alanın (oyunun) kurallarına göre sahip olduğu sermaye ile bir çatışmaya girebilmekte ve sorgulayabilmektedir. Daha da ötesi sahip olduğu sermayesinden taviz vermeyi bile göze alarak herkes gibi bir yaşam sürmeye çalışabilmektedir. Çalışmamıza katılan katılımcıların büyük bir kısmının, Janmohammed (2018) tarafından kaleme alınan “M Nesli Yeni Müslüman Gençlik” kitabında belirtilen gençlik tipi ile benzerlikleri bulunduğu söylenebilir. Kitapta belirtilen M Nesli, hem pop müzik dinleyen, hem dans eden, hem yırtık pantolon giyen, hem namaz kılıp oruç tutan bir gençliktir. Hem batı kültürünü (özellikle giyim kuşamda) hem de kendi İslami değerlerini bir arada yaşayan bir gençliktir. Yani her iki kültürden de izler taşımaktadır. Araştırmada elde edilen bulgular neticesinde araştırmaya katılan katılımcıların çoğunluğunun da M Nesli’ne doğru evrildiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Örneğin, çalışmadan elde edilen veriler neticesinde katılımcıların % 6,0 oranında eş cinsel evlilikleri normal karşıladıkları tespit edilmiştir. Elde edilen en çarpıcı sonuç ise “eşcinsel evlilikler hakkında ne düşünüyorsunuz? şeklinde sorduğumuz soruya yönelik almış olduğumuz cevaplar olmuştur. Bu soruya kadın katılımcıların, %85,6’sı (107) “doğru bulmuyorum, % 9,6’sı (12) “saygı duyulmalı”, %4,0’ı (5) “fikrim yok”, % 0,8’i (1) “diğer” şeklinde cevaplar vermişlerdir. Erkek katılımcıların ise %92,0’ı (115) “doğru bulmuyorum”, %2,4’ü (3) “saygı duyulmalı”, %2,4’ü (3) “fikrim yok”, %3,2’si (4) “diğer” şeklinde cevaplar vermişlerdir. İslam’ın eşcinsellik meselesine bakışı tartışmaya mahal bırakmayacak biçimde olumsuzdur. Ancak kendisini dindar olarak tanımlayan gençlerin % 6’sının eşcinsel evliliğe saygı duyması, üzerinde düşünülmesi ve araştırılması gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmadaki amaç, M Nesli’ni veya görüşülen kesimin eleştirilmesinden ziyade ortada olan bir değişimi ve neticesinde oluşan karma ve yeni kimlik tiplerinin olduğunu ortaya koymak olmuştur. Başka bir ifadeyle olgunun, durum tespitinin yapılması amaçlanmıştır. Araştırmadan genel olarak elde edilen veriler, aile kurumunun önemini koruduğunu göstermektedir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar, aile hayatı kurma isteğinin ve ebeveyn olma heyecanının tam anlamıyla yitirilmediğini göstermektedir. Evliliğe uzak duran katılımcıların %48,0’ı çalışmadığını, %38,0’ı ise çoğunlukla öğrenci olduklarını ve bu tür nedenlerden dolayı evlenmeye ve aile kurmaya sıcak bakmadıklarını dile getirmektedirler. Özellikle ekonomik anlamda bir bağımsızlıkları olmadığı için evliliğe uzak duran gençlerin bu ve buna benzer sorunları çözüldüğünde fikirlerinin değişebileceğini söylemek mümkündür. Bunun yanı sıra aile kurumuna yönelik algı ve önemin önemli bir dönüşüm içerisinde olduğu gerçeği de göz ardı edilmemelidir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Regional Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2022 |
Submission Date | January 1, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 5 Issue: 1 |