İranlı mütefekkir Abdülkerim Surûş’a göre seküler dünyada ve İslam coğrafyasında İslam’a yönelik tepkiler, büyük oranda kutsal ile kutsal olmayanın yani din ve dinî bilginin özdeşleştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Ona göre İslam geleneği işin başında düğmeyi yanlış iliklemiş yani yanlış bir vahiy anlayışından hareket etmiştir. Vahiy anlayışı yanlış olunca bu anlayıştan hareketle üretilen kelâmi, fıkhi, siyasi yaklaşımlar da yanlışı çoğaltmış ve hepsi artık taşınması imkânsız bir tarihsel yüke dönüşmüştür. Surûş’un sekülerizmin yol açtığı tahribatın kökenine dair tespitleri ile geleneksel vahiy anlayışının yol açtığı tahribatın kökenine dair tespitleri birebir aynıdır.
Ona göre, geleneksel vahiy anlayışı sekülerizmin kökeninde bulunan Platoncu-Aristocu metafiziksel yaklaşıma paralel şekilde vahyi ezelî bir öz veya töz gibi ele alarak vahyin oluşumunda rol oynayan tarihsel ve beşerî unsurları ezelîleştirmiş ve kutsallaştırmıştır. Surûş’a göre vahiy, geleneksel teorinin ileri sürdüğü gibi, Cebrâil adlı bir meleğin Hz. Peygamber’e ezelî ilahi kelâmı sözel olarak aktarması ve Hz. Peygamber’in onu insanlara tebliğ etmesiyle ortaya çıkmamıştır. Aksine o sufilerin müşahede ve mükâşefe dedikleri şeye benzer şekilde, Hz. Peygamber’in ilahi müdahale sonucu ortaya çıkan manevi müşahedesi ve onun olduğu gibi dile getirilmesinden ibarettir.
According to the Iranian thinker Abdolkarim Soroush, the negative reactions toward Islam in both secular societies and Islamic contexts stem largely from conflating the sacred with the profane—specifically, religion with religious knowledge. In his view, the Islamic tradition began on a flawed foundation, operating under a misinterpretation of revelation. This initial misunderstanding of revelation, Soroush argues, led to theological, jurisprudential, and political frameworks that compounded the error, resulting in an insurmountable historical burden. His reflections on the damage inflicted by secularism align closely with his critiques of the traditional interpretation of revelation. Soroush contends that the conventional understanding of revelation parallels the Platonic-Aristotelian metaphysical approach underpinning secularism. It treats revelation as an immutable essence or substance, thereby eternalizing and sanctifying the historical and human factors involved in its development. Contrary to the traditional view, which posits that revelation occurred through the angel Gabriel's verbal transmission of the eternal divine word to the Prophet, who then conveyed it to the people, Soroush presents an alternative perspective. He suggests that revelation was a spiritual observation experienced by the Prophet as a result of divine intervention, subsequently articulated in human language. This process, he notes, is akin to the Sufi concepts of observation and mukāshafah.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Philosophy |
Journal Section | Book Review |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | November 24, 2024 |
Acceptance Date | December 2, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 2 Issue: 2 |